19 Haziran 2017, Pazartesi
saat: 00:42







2 ay önce bisiklet aldım kendime günce :)

süper bir dağ bisikleti. aldım alalı her hafta sonu binmeyi de kendime şiar edindim. hatta bunca yıldır istanbulda arabayla bile gitmediğim uzaklara gittim. 20-30 km ile başlayıp 70-80 km'lik turlar yapmaya başladım tek başıma. trafiğin arasından yağ gibi sıyrılıyor, rüzgarı kâh iten kâh tutan bir güç olarak hissediyordum. yani her şey mükemmeldi ta ki..

bugün de havanın farkında olarak, yağmur indirmeden önce erkenden dönmek üzere attım kendimi dışarı. ne var ki dönüşte, şişhaneden karaköye kıvrılan virajda yağmur yüzünden kayganlaşmış yolda kayıp sol tarafıma düştüm.

olayın sıcaklığıyla kendimi zar zor haliç metrosuna atmayı becerdim. yenikapıda inip eve kadar yine bisiklet sürdüm ve 14 kiloluk bisikleti gidondan tutup çekerek, tek ayak üstünde seke seke asansörsüz, üçüncü kata kadar çıkardım.

duşa girdim. üstümü falan giydikten sonra, en sonunda kendimi zorluk ve acıyla koltuğa attım. biraz dinlendikten sonra kakamın gelmesi çok iyi oldu, çok da güzel iyi oldu.

koltuktan tuvalete kadarki 5 metreyi 10 dakikada alarak kendi rekorumu kırmış olabilirim :) klozete oturması, kalkması derken 20 dakikadan uzun sürdü işim içeride. tuvaletten çıktıktan sonra ayakta devam edemeyeceğimi anlayınca bebekliğim aklıma gelip emekleyerek dönmeye çalıştım ve inanmazsınız, işe daha iyi yaradı ama neden sonra koltuğun yanına gelince derinden bir hasiktir çektim. yeniden doğrul, koltuğa geri çık falan derken bunlar da aşağı yukarı 15-18 dakika arası sürmüş olmalı.

neyse sonunda, biraz önce kuzenleri arayıp hastaneye götürttüm kendimi. 3 kat merdiveni yeniden inip çıkmak iyi egzersiz oldu. sonuçta yumuşak doku travması varmış. buz ve ağrı kesiciden başka bir şey vermedi doktor.

o değil, cuma günü annemle babam geliyor bayrama. hep birlikte gezelim diye araba kiraladım. doktor cumaya kadar geçer dedi ama pek inandırıcı gelmedi doğrusu.

ben böyle dert anlatmayı seven biri değilim aslında; ağrı/acı eşiğim çok yüksek olmasa da dayanamayacağım yere gelmeden de ah demem ama niye yazdım bu günceyi bilmiyorum. gerçi böyle bakınca herhangi bir konuda neden yazıyoruz ki diye sormalıyım kendime.



neyse neyse bir şey yok. birkaç gün koltukta göt büyüterek geçer bu da ;)



sevişin.

istanbul
hosting