10 Şubat 2018, Cumartesi
saat: 01:37


Teslimiyet ne güzel bi şeymiş biliyor musun?

29 yaşıma geldim, ilk defa hissediyorum bunu. O kadar alışmışım ki her şeyle savaşmaya. Ama inan bana, her şeyle.

Her şeyin kontrolümde olmasını, olmayınca delirmemi. Olmuyor işte, bazen gebersen de olmuyor. Ne yapacaksın? Ne yapıyordun? Sen uğraş, çabala, dur demiyorum. Yaşa hayatını yine. Ama zehir etme kendine.

Yapıyorsun işte. Ulan bi kere bile, bak bi kere, 'Aferin!' demedim kendime, 'Aferin, bunu da yaptın!'

Yok, demedim. Hep yanlış yaptıklarımı vurdum yüzüme, neyi yapamadıysam hep onunla vurdum kendime. Hep bi acıma, hep bi kendini kurbanlaştırma hali. Tamam, bilerek değil ama, bi dur ya, bi bak kendine. Kim yapabildi senin yapabildiğini, senin yaptığın şekliyle?

28 yaşımda ilk defa bir erkek kalbimi kırdı benim. Tamam dostlarımdan yedim kazık, babam da kırdı kalbimi, zaten hep derim benim kalbimi bir kelimeyle paramparça edebilecek tek erkek, çünkü ona öyle bi hak vermişim. Almam da, kalsın. Ama ilk defa, değmeyecek bi adama gereğinden fazla değer verdim. Klasik hikaye yani. Ama bana klasik değil işte. Ben hiç yapmadım böyle şeyler. Hiçbir zaman bir erkeği çok sevmedim. Sevmek istedim de yapamadım, hep bi koruma halindeydim. Doğruydu da belki, bilmiyorum hala. Ha, yine öyle çok sevmedim, değişikti bu. Biraz takıntı haline mi getirdim bu böyle cool takıldıkça, bilmiyorum. İlk defa karşıma benim gibi bi erkek çıktı sanırım. Benim yaptığım şeylerin aynısını yapınca bi şaşırdım ben. Bilemedim nasıl davransam. Bakıyorum adama, ya diyorum bunu ben yapıyordum, nasıl oluyor şimdi bu. Bu zorladıkça ben zorladım. Bi yandan da öyle bi şey ki, bilmesem içeride neler oluyor, neler hissediyor. Ya sen bensin, biliyorum! Ama ben de cool olmak zorundayım ya, çıkamadım içinden. İki seneye yakın oyun oynadık biz. Ne o çözebildi, ne ben. Öyle tükendim. Neler neler oldu da, bilmiyorum yaşlandım diye mi, koydu biliyor musun. Bu bana koydu. Bu da olmadı demem en azından. İlk defa bi şeyi bitirmek bana zor geldi. Bitirdim, yeniden, bitirdim, yeniden. En yapmam dediğim şeyleri yaptım. O kız arkadaşlarımın yaptığı, kızdığım şeylerin çoğunu ben de yaptım. Hayvan gibi de çektim acısını. Bu yaştan sonra bunları da yaşadım. Acıyı da sonuna kadar çekmek lazımmış, onu da öğrendim.

Bi zaman çok koydu bu bana. Ağlıyorum, bak ağlıyorum, ağlarken kendime nasıl kızıyorum, o an bile derdim kendimle. Ulan diyorum, bu nasıl bi enayilik, onca adam geldi geçti, hiçbirine ağlamadın, üstelik ağlasan değerdi de onlara, buna mı ağlıyorsun şimdi? Kabul edemiyorum bi türlü, ağlarken bile savaşıyorum kendimle. O kadar ağır geliyor ki öyle bi adam için o durumda olmak. Güçlüyüm ya ben.

Sonra bi şey oldu bana, bir ay kadar önceydi sanırım. Yeni bitirmişim ama bitirmeden önce bitirmişim zaten, sadece ağzımdan yeni çıkabilmiş o cümleler. Eşyalarını vermişim, benimkileri almışım. Ama bu sefer farklı, çünkü eskisi gibi konuşmaya devam edemeyiz, edersek, bi şey var, acayip bi büyü. Duramıyoruz. Sadece ben de değilim bunu söyleyen. Etrafımızdaki herkes aynı şeyi söylüyor, siz ikiniz aynı ortamdayken bi şey oluyor, başka kimseyi görmüyorsunuz. Öyle. Bitmeyen tatlı bi atışma hali, ama gözlerimizden alev çıkıyor. Teslim olmayınca, savaş bitmeyince devam etti bu. Bi türlü tam kavuşamadık ya, ne o ne de ben bırakmadık ya cepheyi, bi de sadece sen değil, herkes aynı şeyi görüyor ya. İnsanda bi şey oluyor böyle, ya bu özel bi şey diyorsun, var bi şey var burda, inanıyorsun da buna. O yüzden pes de edemiyorsun bi türlü. Ama bu başkaydı işte, ya ben bitecektim bu sefer, ya pes edecektim. Çok istedim teslim olsak birbirimize ne olacak, bi görsem diye ama.

Pes etmek güzel bi şey biliyor musun? İlk başta değil, ilk başta zor. Hiç geçmeyecek gibi geliyor. Hep bi hayal kuruyorsun. Ama sonra bi şey oluyor, ağlarken teslim ediyorsun kendini. İşte bir ay önce, ağlarken, ilk defa tamam be, ağla dedim. Uzak durduğum, dinlemediğim o şarkıları tek tek dinledim, tekrar tekrar dinledim. İzin verdim kendime. Tamam dedim, neyse içindeki çıkar hepsini. Yok böyle ağlamak, ben hatırlamıyorum en azından. Nasıl bi rahatlık ardından biliyor musun?

Tamam şimdi her şey süper, bitti geçti demiyorum. Ama savaşmıyorum da. Olan oldu, allah belasını da vermesin. Bana öyle güzel bi ders verdi ki. Kalbimi kırdı bi kere. Demek ki olabiliyormuş. Ben de o kadar güçlü değilmişim. Güçlü göründüğüm için bana her şeyi yapabileceklerini düşünenlere gelsin. Onları da kabul ediyorum.

Yani diyorum ki, bilmediğin çok şey oldu. Anlatmadığım, çekip gitmek isteyip de hiçbir yere gidemediğim, çok yalnız hissettiğim, hani hep severim yalnızlığı ya, gitsem bile kendimden gidemeyeceğimi bildiğim zamanlar. Lanet ettiğim, dönüp gitsem ya dediğim. O kadar kayboldum ki ben. Hani 25inden sonra hayat rayına oturmalı gibidir ya, bende tam tersi. Her şey sonrasında oldu. Ne yapıyorum şu hayatta, amacımı bi türlü bulamadım. O beni batırdıkça batırdı.

Yani demiyorum, bi sihirli değnek geldi, dokundu. Ben şu noktaya gelebilmek için en az dört yıldır uğraşıyorum. Kimse bilmedi içimde neler oldu. Aslında anneme yazıyordum ben bunu, kadın hissediyor da, ben anlatamıyorum. Ona yazmaya diye başladım ama başka bi noktaya geldi.

Kimseye de teslim olun demiyorum, öyle demekle olmuyor. Bana da dediler, niye hep kötüye odaklısın, niye kendine bu kadar kötü davranıyorsun. Bi kere yaşıyorsun bu hayatı. Biliyorsun da işin garibi, başkalarına davrandığının yarısı kadar iyi davransan kendine, zaten sorun yok. Ama işte olmuyor öyle, bi şey olacak, kafana dank edecek. Bi nokta var, hayatının kıymetini anlıyorsun. Ağlamak da istiyorsan ağlayacaksın. Savaşmak öyle anlamsız ki. Bi şey oluyorsa var bi nedeni, benim bu kalbimi boşuna kırmadı o. Boşuna yaşamadım ben bunları. Teselli değil bunlar. Her şey öyle mantıklı ki şu an. Ha demiyorum bundan sonra sürekli böyleyim, hep mutluyum, hep iyiye odağım. Gebersem olamam. Ama işte şu clarity denilen şey var ya, çok güzel bi şey.

Hala planım yok, hala ne yaptığımı bilmiyorum. Ama diyorum ki, ee neden savaşıyorum o zaman bununla. Hala da anlatamıyorum derdimi di mi. Problem, derdimi anlatmak gibi bi derdimin olmaması olabilir miydi acaba bunca zaman?

Tek bi şey olabilir, o da şu dönemde muhteşem insanları bi tane salak yüzünden görememiş olmam. Ama vardır bi nedeni onun da, daha iyi bi zaman vardır, daha güzel şeyler olacaktır. Olur yani, zaman alıyor almasına da, canın çıkıyor da, her şey rayına oturuyor.

Bak, nerden nereye.
Bunlar, asla unutmak istemediğim cümleler. Dönüp dönüp okuyacağım cümleler. Ondan sebep, taaaa ne zaman sonra burdayım. Duygusal hafıza acayip bi şey. Ben eskiden çok yazardım, yazdıkça rahatlardım, bi yerden sonra unuttum yazmayı, dertler arttı, dertler değişti, ben değiştim, neler geldi geçti ama yazmadım. Ama bak, yine nasıl güzel hissediyorum.

Şarkılar güzel şeyler, dinleyin. Acıtsa da dinleyin. Her gün değil ama, arada bi izin verin ki bi şeyler acısın, kanasın, rahatlasın. İnsanız hepimiz, kırıyorlar o kalbi bir gün.

istanbul