11 Mayıs 2018, Cuma
saat: 13:48


şu bat ayından beri tek bir şiir , bir kaç sayfa kitap okumamamış ben tesadüf eseri bir şairle karşılaştım internette takılırken... sanırım kitap okuma inzivam sona erdi hazır iznede çıkıcam çok az kaldı yarıda kalanları en azından bitirmek gerek...yeni tanıştığım şairin adı Şükrü Erbaş... güzel şiiirlerinden biri şurda dursun öyleyse.....



ayrilik ne biliyor musun?
ne araya yollarin girmesi,
ne kapanan kapilar,
ne yildiz kaymasi gecede,
ne ceplerde tren tarifesi,
ne de turna katari gökte.

insanin içini dökmekten vazgeçmesi ayrilik!

ipi kopmus boncuklar gibi yollara döktügü gözlerini,
birer damla düs kirikligi olarak toplamasi içine.
ardinda dünyalar isiyan camlar dururken,
duvarlara dalip dalip gitmesi.
türküsünü söylecek kimsesi kalmamak ayrilik.
saçina rüzgar, sesine isik düsürememek kimsenin.
çiçekçilerden uzaga düsmesi insanin yolunun.
günesin bir ceza gibi dogmasi dünyaya.
iki adimdan biri insanin, sevincin kundakçisi,
hüznün armasi ayrilik.

o küçük ölüm!

usta dokunuslarla bizi büyük ölüme hazirlayan.

ayrilik, o köpüklü öpüslerin ardindan gidip agzini yikadiginda baslamisti.
ben bulutlari gösterirken,
“bulmacanin bes harfli yemek sorusuna” yanit aramanla halkalanmis,
“askin sarabinin agzini açtim, yar yüzünden içti murt bende kaldi”
türküsü tenimde dügümlenirken, odadan çikisinla yolunu tutmus,
daglarda öldürülen çocuklarin fotograflarini bir kenara itip,
“bu etegin üstüne bu bluz yakisti mi? ”
diye sordugunda varacagi yere varmisti çoktan.

simdi anliyormusun gidisinin neden ayrilik olmadigini,
bir yapragin düsmesi kadar ancak, acisi ve agirligi oldugunu.
bir toplama isleminin sonucunu yazmak gibi bir deger tasidigini.
bosluga bir bosluk katmadigini, kar yagdirmadigini yaz ortasinda....

ne mi yapacagim bundan sonra?

ayak izlerimi silmek için sana gelen bütün yollari tersinden yürüyecegim önce.
siir yazmayacagim bir süre,
fotograflarini günese koyacagim, bir an önce sararsinlar diye.
hediyelik esya satan dükkanlarin önünden geçmeyecegim.
senin için biriktirdigim yagmur suyunu, bir gül agacinin dibine dökecegim.
falci kadinlara inanmayacagim artik.
trafik polislerine adres sormayacagim,
gelecege isik düsüren bir gülüsle gülmeyecegim kimseye....

ne yapacagimi saniyorsun ki?

tenin tenime bu kadar sinmisken,
ömrüm azala azala önümden akarken,
gittigin gerçek bu kadar herkese benzerken..
senin korkularini, benim inceligimi doldurup yüregime,
biraktigin boslugu yonta yonta binlerce heykelini yapacagim.

istanbul
hosting