13 Mart 2019, Salı
saat: 00:13


İnsanın melankoliden tuhaf bir keyif alması garip değil mi? Ne hissettiğini bilememekten daha anlamlı geliyor sanırım insana.
Elde edemeyeceğini düşündüğün bir kimsenin dayanılmaz cazibesi mesela, onu hayal etmek. Saçlarını, bakışını, konuşmasını, gülüşünü. Birlikte olup her şeyin nasıl çirkinleştiğini görmekten daha tatlı. Yalnızca sana gösterdiği haliyle anılarında kalması mesela. Sonra yalnız ve özgür olmanın, istediğin zaman hayalindeki o kişiden vazgeçebileceğini bilmenin dayanılmaz hafifliği. Böylece alternatifler ve 'şimdi ne yapacağım' sorunsalı da ortadan kalkmış oluyor.

Yanlış anlaşılma olmasın 'rasyonalizasyon' değil bu söylediklerim. Tabiki bu kişiyle birlikte olmak isterdim ve şimdi yalnız olmama tutup da güzel janjanlı bir kılıf uyduruyor değilim. Bir yandan da öyle tatlı bir huzur var içimde. Evimde yalnızca bana ait olan.

Yeniden yazmaya başladım sana günce. Ne oldu da aklıma düştün yine? Eskilerden kim kaldı ki, ben buraya ilk yazdığım tarihten bu yana on yıldan fazla zaman geçmiştir. Sen olduğun gibi kal olur mu? Yaşandıkça çirkinleşme.


istanbul
hosting