16 Haziran 2019, Pazar
saat: 13:08


Bu gün 16 haziran 2019 Pazar. Değiştirmekten bıkmadıkları sınav sistemlerinin manasız isim kısaltmalarını aklımda tutmuyorum. Çünkü bir yıla varmaz yine değiş bu zırvalar. yani bu gün sınav var.

3.günündeyim baş ağrısının. Zor iki gündüz sonrası üçüncü gecesinde ağrılarımla uyumaya çalışırken sabaha doğru gördüm iki küçük rüyayı yazacağım.
İlkinde köhne karanlık toprak ve ahşap karışımı yapay aydınlatmanın olmadığı ve olağan ışığın da yetersiz kaldığı doğuya özgü ev demeye bin şahit evvari bir yerdeyim. Yok denecek kadar az olan eşyanın verdiği huzur ve karanlık sebebiyle köylük yerde görünmeyen şehirlerde kir sayılan toz da yok. Temiz yalın ve her köşesi yalnızlık kokan tek bölmeli bir yerdeyim. Baktığın yerden ötesi yok rüyalarda bunu çok seviyorum çünkü yormuyor boşa gözümü.
Dört kişi var sahnede. Sedirde yatan babam ve yerde kah bir beşik kah bir minder üstünde bir bebek annem ve ben. Annem bebeğe bakıyor zira bebek ağlıyor ben bir başka işi bitirip gelmişim gibi ortama babama bakmam gerekiyor bu yüzden gelişim alt bilgisiyle babama yöneliyorum dosdoğru.
Babam…!
Babam bu gün ki haliyle yatıyor. Yani bir deri bir kemik koca heybetinden eser yok ama boyu hala çok uzun ve aklı hayli firari. Acı veriyor babamın bu hali tıpkı buradaki gibi yardıma muhtaç. Babamın üçte biri kadarım ama babama bakabiliyorum. Sakin duruyor önce hatırladığım kadarıyla. Konuşunca anlıyorum hayal aleminde yine Alzheimer belası kahrolası. Gülümsüyor kendi kendine bir şeyler söyleyip içimde bir şeyler kanıyor ve aynı hızla en azından kendi farkında değil ve mutlu diye avutuyorum kendimi.
Hücre çok akıllı acı veren ne varsa derhal ortadan kaldırıyor tıpkı vefalı bir anne gibi sizce de öyle değil mi.
Anlatıyor babam gözleri yarı açık yarı kapalı hayal dünyasından mutlu kareler ben fırsattan istifade merakım büyük doğrudan hiçbir zaman soramadığım sorunun cevabına nasıl da talibim… çocuk gözleri kıpır kıpır neşeli yaramaz mutlu babamdan artakalan babama soruyorum hınzırca tabii
Beni seviyor musun baba..! umutluyum alacağım en nihayet doğru cevabı hevesim kursağımda sevinç bir milim mesafede. Derken babamın bir saniye de değişiyor yüzü… Mutlu saf kusursuz yüzünün derin çizgileri altında hüzün görünür şimdi Allah kahretsin beni.
Akıllı gibi mi vereyim cevabı ?
Buz kesiyorum aniden… Mutluluğu bile gerçek değil demek ki Alzheimer belasında hastanın. Sadece gerçek zamanda kalma mücadelesinden vaz geçiyorlar besbelli. Bile bile sahte mutlu çocukta kalmayı kabulleniyorlar. Hem utanıyorum bu yaptığıma hem de babama babamın gerçekliğini hatırlattığım için utanıyorum ah nasıl pişmanım… Yatağından kalkıp kaçıyor kemiklerinden başka hiçbir şeyi kalmayan gözdesini alıp sevgili babam.
Annem kızıyor bakmayı başaramadığım için bana ve çocuğu bana bırakıp babamın ardından çıkıp gidiyor telaşlı endişeli tek bölmeli haneden .
Çocuk …!
Çocuğun adı Deniz nasıl güzel bir bilseniz. Bir adı daha var ama hatırlayamıyorum şimdi. Ama deniz adı çok güzel. Küçük bir oğlan tahta beşikte yatan. Ben annemden aldığım emirce varınca yanına bir büyük Deniz daha geldi ayakta belirdi ikimizin başucunda aniden. Annem babamın ardından çıktı biz ikimiz aslında üç kişiyiz yarı karanlık toprak izbe evde yalnızız.
Ayakta duran delikanlı büyük Deniz uzun boylu karayağız sessiz sakin değil saygısız gelmiş olsa da yanımıza müsaadesiz. Biraz merak biraz da hüzün var sanki yüzünde kendi çocukluğunu hasretle seyrediyor bana öyle geliyor. Kucağıma alıyorum bebek Deniz artık oluyor çocuk Deniz. Rüyandaki Deniz tanıdık hatıralardan bir iz değil. Adına ayrı vuruluyorum kendine ayrı oysa gerçek hayatta hikayesi etkili olsa da isim bana bir şey ifade etmezdi demek ki bilinç altına itilmiş yeri bende hayli derinmiş.
Uzun bir oğlan çocuğu bizim deniz hem ağlıyor hem de haklı bir şeyler istiyor. Bak unuttum işte…
Tühh!
Bunları yazmayı istememin sebebi çocuk Deniz 'le olanlardı ah nasıl üzüldüm şimdi. Numara yapıyorum sanmayın kahretsin bu kafayı hatırlayamıyorum. Ben biraz sakinleşeyim hatırlarım elbet. Bunca hevese sebep yok olacak değil ya.




istanbul
hosting