26 Haziran 2019, Çarşamba
saat: 19:27


Dün işten çıktım.
Bu işlem oldukça karışık bir hal aldı. (biz şimdilik duruma karışık diyelim sonrasına bakarız.)

Şimdi şöyle ki Mart ayından itibaren yani ilk seçim anketlerinin bittiği günden son iş günüme kadar. İş devamlılığı neredeyse bitti.

İmamoğlu'nun seçimi kazanması, seçimin yenilenme süreci, piyasadaki durumlar, insanların anket yaptırmasını durdururken, var olan bir çok, araştırma, anket firmaları teker teker kapanmaya, iflas etmeye vs başladı.

Bu duruma da T.C. Cumhurbaşkanlığı yapan kişinin 'anket firmalarına güvenmeyin, zaten hepsini kapatıcaz' demesi de tuz biber olmuştu.

Neyse bunlar işin işlevsel boyutu,
Bu işin bizim iş yerindeki prosedürü gelmediğin gün için (gün başına)90 tl içeriye ödemen gerektiği..

Mart-Nisan ayı. 'iş yok gelmiyoruz' lar 11 günü bulmuştu.

Yani bu hesapla
11x90=990
2020-990=1030 elime kalan para olacaktı

( ha hatırlatmam gerekir ki yeni yıla giriş döneminde de 7 günlük bir iş boşluğu vardı, asgari ücretin o günkü rakamından günlük içeriye verdiğimiz 70 tl idi araya bir pazar bir resmi yılbaşı vs derken o ay verdiğim meblağ 360 tl idi)

Neyse Mart ayı için sözde 'bir güzellik yaparak' yıllık izninizden keselim dediler ve kullanmadığımız yıllık izinde böylece cayır cayır yanmış oldu.

Tabi bu arada bu 11 günü toplu bir şekilde değil akşam saat 21:00 e kadar supervisor den beklediğimiz mesajla öğreniyorduk. Belki başta süreyi söyleselerdi insanlar ona göre plan program yapabilirdi.

Bu Nisan'da devam etti. Mayısta...

En son toplam Mayıs-Haziran işsizlik günü 19 günü bulup içeriye verilecek küsür 1710 tl olunca bende bir şalter attı.

Ben bu parayı vermeyeceğimi, çalışanlarda vermemeleri gerektiğni yaptıklarının yasal olmadığını, konuyla ilgili çalışma bakanlığıyla konuşarak bilgi aldığımı söyledim.

Bu ay parayı vermeyecektim, eğer çok zorlarlarsa şikayet edecek hatta orada sigortasız çalışan kişiyide şikayet edecektim.

Benim boşboğazlılığım oldu bu.

Bu konuşmalar patronun kulağına gitmiş, ama şikayet ettim sanmış.

Şikayet etmediğimi, bilgi alıp nasıl bir yol izlemem gerektiğini sorduğumu söyledim.

Neyse istersen şikayet et dedi bana pişkin pişkin ödeme gücüm yok tazminat ödeyemem çünkü yok, bir de devlete borçlanırım dedi.

Bu arada içeride maaş günü olduğu için bordrolar imzalanırken oradaki Handan sürtüğü sanıyorum kızlara Semra'yı işten çıkardık Melike yüzünden diyor ki, herkes bana tavırlıydı.

Ertesi gün işe gitmedim. Esma'dan Ali bey gelince beni aramasını onunla konuşmak istediğimi söylemesini istedim.

Ali aradı yarın gel dedi 21 haziranda konuşmaya gittim.

Burada bu şartlarda çalışamayacağımı;

'ben insanların yüzüne bakılmayacak hiçbir şey yapmadım, ama insanlar benim yüzüme bakmıyor. Ben sadece hakkımı aradım. Bu durum benim psikoljimi etkiler. Beni işsizlik maaşını alacak gibi işten çıkartın ben sizden tazminat istemiyorum, o hakkımdan feragat ediyorum dedim.

Neyse Pazartesi günü 24 haziran da muhasebeci aradı ve yarın için beni arayacağını söyledi.

Dün gittim. Melek hnm ik aşamalı bir işlem olacak önce Savaş'la ptt ye gideceksin o sana parayı yatıracak sen çekip verecek ve buraya geleceksin evraklarını imzalayacaksın dedi.Eltimde benimleydi. Rabia abla bu parayı (bu paradan kastım benim tazminatım.)
vermemem gerektiğni bunun benim hakkım olduğunu söyledi durdu, hatta buraya tekrar gelmeme gerk olmadığını benim çıkışımın tamamlandığını söyledi, yetmedi muhasbeecisiyle konuşturdu o da.

Bu para senin vermesen kimse sana neden vermedin diyemez, hak iddia edemez, şikayet edemez, ama sen ben böyle konuştum diyosan sen bilirsin ama bence verme dedi.

Neyse bir kıdem tazminatı bir haziran maaşı olmak üzere 2 ayrı meblağ yatırıldı ve maaşı rabia abla elimden zorla aldı bu kadar salak olmana izin vermicem sen tazminat için söz verdin bunu sana vermicem diye.


Neyse yukarı çıktık önce ortam gerildi yok o niye karışıyo, niye getirdin, Ali telefonu fırlatıyor rabia ablayı arıyorum gelmiyor, aşağıda birileriyle konuşuyor bağıra bağıra, yukarıya gelen gidenin hesabı yok derken (esnaf falan bu arada olayı duyanlar aliyi arıyor)
Suat aşağı inip rabia abladan parayı istiyor vermezse beni aşağı indirmeyeceğini söylüyor(benim bunlardan haberim yok) Rabia abla polisi arıyor alıkoyuyolar diye 4 tane ızbandut gibi polis geliyor, Ali yok öyle bişi falan derken bunu dışarı atıp odadan herkesi çıkartıp beni sorgulamaya başladılar, bir durum var mı sıkıntı var mı paranı aldın mı vs.
yok diyorum, bak çekinme paranı bırakma korkma vs
yok dedim ben böyle anlaştım. Ben şikayetçi değilim.

Neyse ibranameyi kendi el yazımla yazdım imzaladım. Diğer belgeleri falan ibranabede 18.06.2019 tarihinde mesiam son bulmuştur. Yazdım o an o gerinlikle farkında değilim.

İbranameyi okurkende...

sonra 18 haziran ne zaman ???


Beni konuşmak için odaya ilk çağırdığı, sen şikayet edeceğin için Semra'yı işten çıkardım dediği, herkesi bana karşı doldurup Semra'nın bana karşı dolmasını sağladığı gün. Şikayet etmediğimden emin olmak için çağırdı herhalde şimdi düşününce... :D



Neyse bu arada 2. görüşmeye gittiğimde siz sözünüzde durmadınız Semrayı çıkarmıcam dediniz size rica etmiştim dediğimde, sular durulsun yine çağırıcaz, ikinci şubede iş çıktı. Semra orada başlayacak demişti...




Dün ben sanırım 20 kişi tarafından
Salak, enayi, aptal laflarına maruz kaldım.
Ben sözümde durduğum için...
Hayata karşı duruşumdan vazgeçmediğim için...


Rabia ablaya parayı aldığı için çok kızmıştım ama, şimdi kızmıyorum.

En çok şuna kızıyorum. Rabia ablanın parayı aldığını duyunca sinirlenip, o zaman muhasebeyi arayım, işsizlik maaşı aldırmasın sana demesini.
Yani zaten işten çıkmış olan beni iyice aptal yerine koyarak çaresizliğimden vurmaya çalışmasını...

Ulan aklıma geldikçe, bir ibraname hazırlamışlar, akıllara zarar...


Neyse...

Bu şerefsizlik öyküsü de burada biter..







istanbul
hosting