26 Temmuz 2019, Perşembe
saat: 01:56
2 tane çocuk gelmiş resepsiyona bişeyler soruyorlar, arka bahçede ayaklarımı uzatmışım sandalyeye gevşek gevşek telefona bakıyorum. kafamı kaldırdım tipi gördüm kafamı indirdim.
180-190 boylarındalar, 3. nesil kahvede kahve yapan tipler gibi sakalları falan var, beyazlatılmış kot var altlarında.
hasan bişeyler konuştu bana döndü, onat bakar mısın? dedi.
kafamı kaldırdım beklemeye başladım. bi heyecanla geldiler.
abi biz bu tarlabaşında film çekmek istiyoruz, sizin bu sokağınızı kullanabilir miyiz? ayrıca metruk bi ev lazım bize çekim yapabileceğimiz, nerede buluruz? dedi.
sen bu sokağa geldin mi daha önce hiç? dedim.
hayır dedi.
tamam bence bi daha da gelme hiç, canını sıkma yok yere. karşı sokağa git, orası tam sana göre bence dedim.
tehlikeli mi yani aaabi? gibi bişey dedi.
kafamı eğdim, telefona bakmaya devam ettim.
anladım abi dedi ve gitti.
umarım netflix'e satar projesini. çok sevdim çocuğu.
(the end)
ilaç effect gayet başarılı gitmeye devam ediyor. bi çok şeyi bi arada halledebiliyorum. bu sabah 6'da antalya'ya uçuyorum. rusya-türkiye iş konseyi toplantısına katılıp gecesine dönüp, ertesi gün bi tane kendisinin çok önemli olduğu söylenen biriyle yemeğe çıkacağım. sadece adından bahsediliyor kendisinin. olum para her nerdeysen senin inine giricem az kaldı.seni bulucam olum, üstünde tepinip kırbacı vurucam.
