21 Ağustos 2019, Salı
saat: 01:35


tuvaletteyim. bira ve sigara içmek için tuvaleti kullanıyorum. telefonu elime alıp müzikler açıyorum. internette geziniyorum.

internet ve sosyal medya aynı zamanda bizlere uzatılan, o hep hayal ettiğimiz mikrofonlar ve kameralar gibi. herkes röportaj yaparcasına tespitler ve beyanlarda bulunuyor. tüm dünya'ya haykırıyormuşcasına iddialı şeyler ifade ediyorlar. inançlı, küçük ve gururlu insanlar.

bugün yine çok yakışıklıyım. dün de yakışıklıydım. ondan önceki gün değildim. bunu kendim için yazdım çünkü unutabiliyorum böyle hatıraları.

dün yeşilayın alkolle mücadele birimine gittim. öyle bişey varmış, insanlara ücretsiz destek veriyorlar. alkolü bırakmaktan ziyade, zorlaştırıp daha çok keyif almaya çalışacağım. çok genç bir hanım, psikolog olarak orada görevlendirilmiş. müthiş bir ilgi ve alakayla ilgilendi benimle. ilk görevinde ilk danışanı benmişim gibi heyecanlıydı. 1 saat kadar konuştuk, anlattım anlattım anlattım. kafasının karışacağını hissettiğimde, tuvaletimin geldiğini söyledim. kaydı tamamlayıp bir üst psikoloğa geçtik. yani iki tane görevli varmış. diğer hanıma özet geçip ayrıldım ordan. haftada bir gün oraya gidip anlatacağım.

haftada iki gün dans kursuna katılacağım. çarşamba ve cumartesi. botanikle ilgiliyse biriyle anlaştım. bana teknik bilgileri uygulamalı olarak aktarıcak.

artı ingilizce’de to go south kalıbındaki south’un kötü anlamda kullanılmasının nedeni south’un aşağıyı göstermesiymiş. işte şimdi duş alıp, kırmızı bornozumu giyip, tv'nin karşısına geçip, perosun sunduğu masterchefi izleyebilirim.



istanbul
hosting