21 Ağustos 2019, Çarşamba
saat: 14:39


IKEA’dan alınan tahta, kapısız, sekiz bölmeli, sekize bölmeli; dik ve yatay durabilen o oyuncak dolabı gitmeli.

Armin 6 aylıkken aldık. Artık ya değişmeli ya gitmeli. Tam Türk çocukları için satılan berbat dergilerden çıkan çıkartmaların gelişigüzel yapıştırıldığı yüzeyleri, ilgisiz bir aileyi işaret ediyor. İyice kurgulanmadan başlanan ve çabuk sıkılınan, kötü karışmış her boyanın aldığı o sıkıcı kahverengi bölgeler yarım yamalak utanç gibi, gözlerimi çevirmek istiyorum. Evde geçirmek zorunda olduğumuz, Armin’in ve Mimi’sinin bir vatanının olmadığı, hastalıklı ve puslu Almanca ile boğuştuğumuz zamanları peyder pey boyadığımız boktan bir IKEA mobilyası.

O dolap gidecek.
Bir kadın olarak anlamadığım şeylerden birisi de dekorasyon. O göz yok bende. O hal yok. Tekrar IKEA’ya gidecek enerji yok.

Hellweg yakın. Hellweg’den lak boya aldım.
Siyah.
Fırçalar.
Hellweg’de her şeyi düzeltebilirsin, doğru raflardan geçerek bir ev yapabilirsin. Doğru ürünleri tersten asarak biraz ilginçleşebilirsin. Hellweg. Işıklı yol? Açık yol? Cehennem yolu? Evimizin her şeyi.

Bahçe bölümünde balıklar yaşıyor. Tavşanlar, çeşitli çekirgeler ve herkesin evinde görmek isteyeceği ufak diğer böcekler. Karıncalar, karınca yiyenler, kırkayaklar, helikopter böcekleri?

Biz de balıkları Hellweg’den almıştık. Balıklar, akvaryumun patlamasıyla zemine yapıştığından beri, onlar terör saldırısı olarak görmüş olabilir, evde kimse “evcil hayvan” lafı açmıyor.

Armin 3 dakika iştirak etti ve gerisini biz boyadık. O çocukluk anılarında, Kumsas’da, Mudanya’ya yakın, o berbat yosun kokusunu hatırladım.

Marmara Denizi ile aram hiç iyi olmamasına rağmen sürekli karşılaşmamız, ileride Kocaeli’nde falan yaşayacağıma mı işaret, onun mu teaser’ı çıktı?

Kış geliyor.





istanbul
hosting