07 Eylül 2019, Cumartesi
saat: 14:06


Soran olursa trende 150 Eurosunu kaybetmiş kız dersiniz.
Cuma akşamları Sisyphos’ta ruhlar yok. Sadece insanlar var. Önümüze ve üstümüze düşen neonlar sadece gerçeğin abartılmış bir hali.

Konuşmalar yok. Hal yok. Gözlerim kapanıyor.

Armin, bugün ilk maçını yapacaktı.
Antrenörü gece arayıp, kağıt işlerinde bir karışıklık yapıldığını, Armin’in maça çıkamayacağını söyledi.

Bunun yüzünden B, Armin’i, kalbi kırılmış çocukların zindan cenneti Legoland’e götürdü. Armin’in kağıt işlerini- bürokrasiyi ve onların ne lanet bir şey olduğunu öğrendiği sabah, annesi bir haftalık parasını daha klübe gitmeden kaybetmiş, üstelik hiç bulaşmak istemeyeceği bir kaynağa bulaşmıştı. Sabah dörtte, sonraki günleri atlatmasını sağlayacak tatmin duygusu olmadan eve dönmüştü.

Böyle geceler, daha önce de olduğu gibi, beni kendine kabul etmiyor.

Birbirini duymadan ayrı odalarda Jazz yapan iki müzisyen gibiyiz gecelerle.

Sürekli loop eden rüyalar görüyorum. Bunu başka hangi kelime anlatır acaba.
Sanki beynimin alt bilincinin bazı yerleri, tozlanmış. Görüntüler geçerken takılıyor, sonsuz bir tekrar döngüsüne dönüşüyor.

Rüyalarda olay örgüsü kısmı yok. Basit eylemlerle zaman geçiyor.

Örneğin camdan bakmak için doğruluyorum. Camda ne var göremeden tekrar camdan bakmak için doğruluyorum. Camdan bakmak için doğruluyorum. Camdan bakmak için doğruluyorum. Camdan bakmak için defalarca doğruluyorum. Aynı açı, aynı ışık aynı cam aynı oyun.
Gözlerimi açıyorum yatakta.
Gözlerimi açınca yatakta, yorgunum. Uykunun bana vermesi vaadedilen dinginliği, bedenimde yok. Basit bir hareketi yapamamış olmanın verdiği sıkıntı var.

Levo bizde, onu uyandırmadan tuvalete gidiyorum. Çişim gelmiyor. Bekliyorum bekliyorum. Herhalde böbreklerimde hala var olan, artan, belki de yok olmuş ama izi kalmış taşlardan kendine yol yapıyor. Bekliyorum bekliyorum bekliyorum. Çok az bir çiş yapıyorum. O kadar beklediğime değmeyecek. Sifonu çekmiyorum.

Parkelerin gıcırdamayan taraflarını artık biliyorum. Onlara basmayacağım.
Tabii ki basıyorum. Aslında hiçbir şey, ezberlendiği gibi kalmıyor.

Yatağa dönüyorum. Karanlık bir gecede, istasyonların kesik sefillik kokusu saçlarıma sinmiş.
Uyuyorum. Camdan bakmak için doğruluyorum. Camdan bakmak için doğruluyorum.



istanbul
hosting