28 Mart 2020, Cumartesi
saat: 14:55


Dün bir son plan yaptım.
Wittgenstein'ın Metresini okurken aklıma geldi.
Sanırım son anları-illa benim veya tanıdığım birinin değil ama bir şeylerin son anları olurken- ben acaba Morroko'daki halı örücülerin altyazılarını mı dizmek istiyorum...
Beni iyileştiriyor. Ama sanki Face Mask'ı ya da Yolluk'u bitirirsem daha doğru bir şey olur gibi geliyor.

Umarım kalem, havalara alışmam gibi,
duygusuzluğa da alışmış ve kendini ne olursa olsun akmaya disipline etmiştir.

Armin'le satranç oynuyoruz bazen, babam Ankara'da, salondan izliyor.
Tavla oynarken de izliyor. Şunu alsana diyor bazen, baba ben göremiyorum ki hangisini diyorsun diyorum. O kamerasının biraz altını göstererek şunu diyor.
A bölgesi B bölgesi diyelim diyorum.

Burda yazmak istediklerimi daha doğrusu yazılası gelip durdurulanları biliyorum.

Doğru yaptıklarımı düşünmek istiyorum. Vicdanım sürekli konuşuyor ama Marok içerek bunu hemen susturabiliyorum.

Boyunluk o kadar da işe yaramadı. Ya da Ben'in iyi niyetle değiştirdiği yastıklarımız.

Dün sola tarafım tamamen tutmaz bir haldeydi.
5 sene önce olmuştu. 3 Voltaren içtim.
Kapı çaldı ve masaj aleti geldi.

Masaj aleti biraz açar gibi oldu tıkanıklığı ama bu sabah masaj yaptığım her yer ayrı ağrıyor.
İki paket speed hala duruyor bıraktığımdan beri.

Eğer karanlık bir yere girersem onlarla giricem.

Bugün ofisteyim.

Çağdaş'la bulşacağız. Kanal da iki metre kuralına uyacağız.

Hava 16 derece, baharı duyumsayacağız. Baharla vedalaşacağız...Baharı ve sınırları konuşacağız.

Dün basılmadan önce son kontrole geldi Cathedral...
Ceylan'a diye başlıyor.
Daha mutlu olduğum bir an olmadı herhalde.





istanbul
hosting