02 Temmuz 2020, Çarşamba
saat: 06:31


Sevgiliyle tatile gidilmez diye kural uydurmuştu götünden beni gıcık etmek için. Sebebi de o tatilde içip sıçıp dağıtmak istermiş, ben yanında olursam bunu yapamazmış çünkü bana adamlar yürürmüş aklı bende kalırmış rahat takılamazmış. Bak hele sikiğe.

Geçenlerde bi kızın, eski sevgilisinin ona önce love bombing yaptığını sonra işin gaslightinge döndüğünü adamın nasıl kızın gerçeklik algısını bozduğunu anlatan tivitlerini okudum. Tabi kızı delice linçlemişler, adamın sana ilgisi bitti diye love bombing sanmışsın temalı bi sürü tivit okudum. Beni bile üzdü.
Üstüne baya düşündüm sonra. Ben de yaşadıklarımı anlatabilmek istedim, adım sanım kim olduğum bilinir şekilde yazamadım. Yabancılar değil de tanıdıklarımın sen hala orda mı kaldın diye düşünmesini istemedim. Utandım. Halbuki hiç utanmamı gerektiren bir durum değilken.
Ve içimde hala ona ait o sesin var olduğunu farkettim. Hala kafamın içinde tüm hepsinin benim kurmacam olduğunu, saçmaladığımı, abarttığımı söyleyen onun sesi var. Sanırım gerçeklik bir kere kırıldığı zaman ne kadar uzaklaşırsan uzaklaş, ne kadar dışardan bakarsan bak göremiyorsun artık kendini ve yaşadıklarını.

Hayatımın 4 yılının gerçek mi benim kurgum mu ya da onun kurgusu mu olduğunu bilemeyeceğim hiçbir zaman.
Bunu farketmek baya ağır geldi. Sanki başkasının anılarını kafamın içine yerleştirmişler gibi, bir filmin sahnelerini kendi hayatım sanıyormuşum gibi.

Ona bir mektup yazmaya karar verdim sonra. Başından sonuna kadar bana nasıl davrandığını, o davranışların beni nasıl etkilediğini, gerçekliğimi nasıl yokettiğini, kafamdaki sesin söylediklerini hepsini yazdım. İyi geldi. Yazarken kafamdaki sesin nelere karşı çıktığını çok net gördüm. O sesin eski gürlüğünü hatırladım. Artık beni sindiremediğini, kendisine inandıramadığını görmek iyi geldi. Göndermek için yazmıştım aslında, sonra bunun da o sesin fikri olduğunu farkettim. İnsan kendine ne garip oyunlar oynuyor. Bağımlılık gerçekten dünyanın en korkunç şeyi. Bi de kendime söylediğim yalana bak, okuyacakmış da anlayacakmış da yaptıklarını farkedecekmiş. Hala farkında olmadığına inandırmaya çalışıyor kendi aklım beni. Aklıma dış güçler sızmış resmen. Bir takım vatan haini sesler.

Ben ne zaman beni ona bağlayan bir ipi kessem hisseder. Bu da onun süper gücü ya da benim. Yazmamın ertesi gün küçük kıpırdanmalar geldi onun tarafından, yine salak salak şeyler. Ben de merak ettim ne yaptığını, yeni sevgilisini stalkladım. What can i do sometimes?

1 aydır falan tatildelermiş beraber. Yanlarında da kekolar şahı, oturup iki kelime etmenin mümkün olmadığı imam nikahlı karısı falan olan akpli arkadaşı var yine illegal garip işler yapmak üzere bi ev tutmuşlar muhtemelen kızı da götürmüş. Görünce önce bi üzüldüm. Hani sevgiliyle tatile gidilmezdi yarrak diye. Biraz da kıskandım sanırım. Neden o neden ben değil?
Sonra içim rahatladı. Ben olamazdım ki, ben orda olmazdım çünkü. Orda olmak istemiyorum ki. Hiçbir zaman istemedim. İyi geldi bunu farketmek. Demek ki öz saygımı hiçbir zaman tamamen yok edememiş, bazı yerlerde hiç kendimden vazgeçmemişim.
Orda neler yaptıklarını, nasıl olaylar yaşandığını, neler konuşulduğunu da o kadar iyi biliyorum ki, kıza biraz acıdım. İyi ki onun yerinde değilim.

Kafamdaki sesinden nefret etmiyorum. Pek hoşlanmıyorum ama bi taraftan da orda olduğu için memnunum. Söylediklerini dinliyorum ama kızmıyorum. Korkularımı görüyorum sayesinde. İyi ya da kötü tüm hislerime şefkatle bakıyorum artık. Hepsi benim, hepsi bana ait.
Dear ex, bana bu süper gücü sağladığın için teşekkür ederim.






istanbul
hosting