10 Ekim 2020, Cuma
saat: 01:13


..evet, beklenen gün geldi. Ne anlatıyorduk biz bu insanlara diye sakince düşünüp içimizden tekrar ettik. Bir çeşit meditasyon gibi, an’da kalıyorsun ama insanlara anlattığın şekilde değil, birisinden dinlediğin şekilde de değil, kendin söyleyip kendin dinlemen gereken şekilde bir an’da. Ihlamur içiyoruz o arada, tozlu bir tadı var. Beklenen günün neden beklenmediği üzerine kafa yoruyoruz, adında bir ironi var gibi, beklemediğimiz beklenen gün demeliydik adına, dememişiz ve fakat. Geçmişe gitmemek için onca meditasyon yapıp, beklemediğmiz bir günde işimize yaramaya çalıştığını fark ediyoruz. Yine an’da kalıyoruz, gelen günün arttırılmış gerçekliği üzerine gidiyoruz, iliklerinde hissetmek dedikleri bu beklemediğimiz günde beklenen günün gelmesi üzerine oluşuveriyor.baştan beri ikimiz de biliyoruz bu günün geleceğini ama o zamanlarda da an’da kalmaktan ötesine geçemediğimiz gelecek için kaygılanamıyoruz’du, artık kalgılanabiliriz. Önce katları ayırıyoruz, herkese eşit miktarda tabak, çatal, klima, yatak, bilgisayar, balkon düşüyor, o zaman şartlar eşit diye bir gülümsüyoruz, gülümsediğimizi fark edip beklemediğimiz güne dönmeden önce. Sonra herkes kendisine bir mikrobiyata oluşturuyor, hüzünlü şarkılar söyleyip partikülleri ile dağıtıyor kendi florasını.

..ve beklemediğimizi başımıza gelince öğrendiğiniz beklenen gün geldi;merhaba karantina!

istanbul