01 Kasım 2011, Çarşamba
![]() saat: 23:41
![]() gecenin bir vakti -hatırlamıyorum gecelerden hangisi- "suçlayacak kimse yok" diye fısıldadım zamana. öylesine suratıma bakan hayata dedim ki "sen bak işine". küfür gibi geldi karanlığın içinden şimşekler, gök gürültüleri kulağımda, sonu yok bir atışmaya tutuştuk mikhail ile. nereye bilmeden gittiğim hiçbir yol korkutmadı beni, attığım adımlardan hiçbiri. ne olacak sonu dedirten ürpertilerim de olmadı üstelik. problemin kendisiydim ben, akılları karıştıran, zihinlerdeki bulanıklık. Ön görülebilenin ötesindeki derken anlatmaya çalıştığım, standart mantığın bakış açısından görülebilecek bir geleceğim olmayışıydı. daha önce anlamaya çalışırken saygı sınırlarını aşanlara şimdi itiraf ediyorum yine aynı dilde, sonraki nefesimi ben bilmezken hangi tende olacağımı düşünerek zaman kaybetmeyin. kaybettiğiniz ve kaybedeceğiniz zamanlar bütünü sikimde de değil aslında. benden uzakta yapın bunu. "neden?" diye sorarak nefesinizi de beni de yormayın. sahipmişim gibi görünenin çok ötesinde bir hayatı yaşıyorum ben. aynı havayı soluduğum saatler boyunca da çok başka kafalardayım. belki de bu yüzden boş gözlerimle size acır bakışım. tam kestiremesem de laf anlatmaya açılan ağzımdan çıkacak nefesi kesen bir savunma mekanizmam var. "akım diyecekken bokum" diye haykıranlar soyundan geliyorum. benim çıplak gösterdiğimi telafuza çekinirken daha, aynı eşikte durmamızın imkanı yok zira. | ||
|