04 Kasım 2011, Cuma
saat: 03:43


son bikaç haftada bikaç yıldır olmadığım kadar aşık olduğumu sanmayı ve bir o kadar hızlı ayılmayı ama bi türlü yanılsamayı tam anlamıyla farketmeyi nası başaramadım inan ben de bilmiyorum.

bu bi işaret mi ki?
olmadığını kanıtlamaya çalışan bi güç ve olmadığına inanmamı bekleyen bir şey midir sürekli sınandığım?
yoksa gerçekten çok mu iyi hayatın kurgusu da ben mi saçma dediğim tesadüf ismindeki çakışma çatışma ve karşılaşmaların her biri aynı olan dönüşümlerini ve dönüştüklerini sürekli deneyimliyorum?
ya da benim kafamda olmadığını bilerek yarattığım o tek kadın(lar) daha da yoklar diye mi bu varmış gibi hissettirip duvara çarpmalar?

saçmalamanın bile post moderni olmaktaymış dedirten aklın şaşma halleri.
kelimelendiremediğim bi katlanamama kabullenememe hali.ölesiye sevmek isteyip asla mümkün olamayacağını ölesiye sevebilecek olduktan sonra görmek ve kabu etmek zorunda kalmak nedir ki?

oysa ne iyi olurdu senin koynun, oysa ne muhteşemdi senin memelerin, hafi aralanmış dudaklarının içinden görünen dişlerin ve tamamladıkları o gülüşün, zamanın kaybolduğu(nu sandığım) saçların.

saçmalama
uyan artık geç oldu

ercüment vural-rüyalar muhteşem
durmaksızın
bi de fena rakım geldi uyadırıyım

istanbul
hosting