04 Kasım 2011, Cuma
saat: 22:06


melody gardot'a

güzelleme değildir niyetim. çünkü kendisinin güzellemeye ihtiyacı yok(o zaten güzel). ne var ki şunu demeden edemeyeceğim: "melody, sensin benim müzikoterapim!."

bilindiği üzere, melody(evet evet zaten bir insanın neden melody diye bir ismi olsun ki di mi,bence de) 19 yaşında bisiklet kazası geçirir.öyle bir kazadır ki bu, sonrasında beyin fonksiyonlarından bazıları yerine getirilemez:beyninde birtakım nöral bağlantılar kurulamaz.öyle ki diş fırçalamak bile onun için büyük bir olaydır: diş fırçalamak için önce diş macununu almak gerekir,sonra diş fırçasına diş macununu sürmek gerekir,ardından diş fırçası ağza götürülür-diğer yandan diş macunu yerine konur-,lavoboya tükürülür,diş fırçası temizlenir,diş fırçası yerine konur. yani bu altbileşenlerden oluşan diş fırçalama işi onun için başlıbaşına bir iştir.ve melody bu işlerin ortasında "şimdi ne yapmam gerekiyordu?" sorusuyla başbaşa kalır. işte tam bu sıralardadır ki melody bir fizyoterapistle tanışır. doktor ona "ama böyle olmaz,önce seni mutlu edecek şeyler bulmamız lazım,söyle bakalım,kazadan önce ne yapardın?" diye sorar, melody'nin annesi cevaplar:"piyano çalardı." bunun üzerine fizyoterapistin yanıtı nettir: "o halde,sen müzik yapmalısın!.."ve işte müzikoterapi denilen süreç böyle başlar." melody odasında bacağını oynatamadığı için yatakta yatarken, gitar çalmaya başlar(zaten piyanoya da benziyordur gitar,çabuk kapar bu işi),böylece 2005teki some lessons albumu çıkar.

ardından 2008de worrisome heart albümü piyasaya sürülür. ve sonra 2009da my one and only thrill albümü....

her kim ki "les etoiles" dinler, melodygardot ile tanışma şansına erişir. sonrası..iyilik güzellik.
sonrası beatles-because parçasını melody'den dinlemek. sonrası somewhereovertherainbow parçasına başlamadan önce "umarım" diyerek ve gökyüzüne dönerek,hemen ardından da "büyük ihtimalle" diyerek ve aşağılarda biyerleri göstererek büyükannesine gönderdiği selam. sonrası, gözündeki güneş gözlükleri ve sol elindeki baston. bacak bacak üstüne atarak püsküllü bagetleri trampet üzerinde gezdirişi.
sonrası, "dım-bo-gey-dım bov" seslerini çıkararak doğaçlama takılması. ve ağzıyla yaptığı trompet sesi. sonrası "the rain" adlı parçası. falan.

bu da 2010 bergen'de çaldıkları caravan yorumu:





istanbul
hosting