11 Kasım 2011, Cumartesi
![]() saat: 23:44
![]() Eli çabuk zaman'ın köhne odalarında saklanmış olmasından yıllarca, büyüyerek çığlık atan dilsizliğinin ruhuma kahpece tırnak geçirmesi. Çığlıklar tıpkı ateş gibi; ne tutulabilir ne de yakalanabilir olduklarından avuçlanamıyor, yutulamıyorlar. Kimse kavrayamıyor... Kimse kavrayamıyor. Büyüdükçe kıvranıyor, kıvranarak eridikçe kavranıyorum. İçimde bir küçük, kavradığı büyüğü yeyip bitiriyor, doyuramıyorum. Şimdi, bu şekilde serpilince önüme sözcükler, canım bir kadeh rakı istedi de gülümseyiverdim bir an, sakin. Oysa başım ne kadar çok ağrıyor. "ağ" | ||
|