28 Şubat 2012, Salı
![]() saat: 19:04
![]() m. sağolsun, hocaefendinin bu şiiri çıktı karşıma bu gece. istisnai bana göre. şaşırdım biraz yani. SESSİZ MÜZİK Sen kış güneşi misin Yakarsın ısıtmazsın Bir ırmağın ortası yoksa Seni mi hatırlayacağım Bu dünyada olup bitenlerin Olup bitmemiş olması için Ne yapıyorsun Sizin evin duvarları taştan Dumanı da mı taştan Seni kız arkadaşlarından Sevinç gözyaşları içinde Öpen olmayacak mı Ezberlediğin şiir Beklediğin adam Sezai Karakoç 27 ocak cuma 04:00:56 saat: 19:05 ![]() bir süredir, bu sosyal medyatik mecralar bizi bozar haffıeaaz, modundayım. can sıkıntısından gelip gidiyorum. hoş, hep gelenler, hep gidenler, başka bir saikle mi bu eylemlerin peşindeler. en yüce duyguların insanı mılar yoksa. zannetmem. gecenin üçüdür en uygun vakit, bahse girerim, böylece gelip boş sayfalarda kaybolmak için. konektıttan bir link çıktı önüme, onu da vereyim ki kafalarımızı birleştirip telepatik ve terapütik birleşmemize yelken açalım. fizy.com/#s/1n0isa eğer gündüz vakti bu satırlarla karşılaşırsanız okumayınız. ben böyle bir şeyi arzu etmem. çünkü muhtemelen başka bir insan olacağım karşınızda. size pis pis bakıp şopenaurla zehirlediğim zihnimin izin verdiği ölçüde sen-kam olacağım (ubuntuda şapkalı a yapamama sorunsalı) bir de, sigara çok iyi de, çevresi çok kötü. gıcık bir çevresi var. anladın sen onu :) son olarak, edip hocamız diyor ki, Bin dokuzyüz on iki miydi, bin dokuz yüz elli iki miydi Güneşli bir öğle miydi, çiçekler gölgesiz miydi Ellerim kirli miydi Neydi Çiçeklere su mu serpiyordum, bir karanfil çok mu uzaklardan gelmişti Bilmem ki o kadarı sana yeter, yetmeli. 29 ocak pazar 04:01:07 | ||
|