08 Mart 2012, Perşembe
saat: 18:07




gerçek öyle bir şey ki, ne kadar görmemek için gözlerini kapatsan da rüyalarında biçimlenir. kendine has bir bedeni olmasa da girdiği her bedende onu görebilirsin.

kabul etmek istemediğin gerçekler, yüzleşebildiğin zaman ancak yakanı bırakır.


----

dün gördüm ki.. her şey tam da düşündüğüm gibiymiş.. kılıflar uydurmama, bahaneler yaratıp kendimce hafifletici sebepler uydurmama gerek yokmuş.. sadece kabullenmem lazımmış..

uyudum, uyandım ve kabullendim..

----

We pretending
gerçek şu ki yaptığım her şeyi bilinçli, istekli, sonuçlarının farkında olarak ve bunları göze alarak yaptım; karşılaştığım hiçbir sonuca da şaşırmadım.

giderken, dönerken, kavga ederken, barışırken, sevişirken, ağlarken, sevgilimi aldatırken, sonrasında aynı şekilde yanıtlanırken, sonrasında saçma sapan "var olma çığlıkları" atarken.. cumartesi sabahlarımı şaraplarla ısınmak bilmeyen ahşap çatılar altında harcarken, eve nasıl döndüğümü bilmeyecek kadar sarhoş olurken, sevgilisi olduğunu bildiğim halde buluşurken, bunu umursuyomuş gibi görünüp zerre kadar sallamazken, yalanlar söylerken, inanmazken, inanmak isterken... hatta hayatımın şu ana kadarki en büyük acısını yaşarken, en büyük kaybını verirken..

biriktirdiğim her şeyin farkında ama sanki kontrolüm dışında oluyormuş gibi davranırken..

----

farkında olmadan içine girdiğim tek durumun bana mutluluk getirmiş olmasının ironik hayranlığı içerisindeyim..

----

dün akşam farkettim ki şimdi yaşıyorum.. hiç farkına varamadığım kadar iyi bir noktadayım, hiç ummadığım kadar mutluyum.. kendime hiçbir zaman layık görmediğim bir mükemmelliğin içerisinde yüzüyorum..

----

üretmek için acı gerektiğini savundum hep, hala da savunuyorum.. uzun süredir de biliyorum ki aslında yaptığım her şeyi yazabilmek için yaşadım..

şimdi yazamayacak haldeyim, bundan da zerre kadar üzüntü duymuyorum.. beynimden yazılar akmıyor olması derin bir huzur veriyor ruhuma..

sadece..

----

onca şeyi yaşamasaydım, onca yollardan geçmeseydim, coşmasaydım ve durulmasaydım, biliyorum ki bugün burada böyle olmayacaktım..

bu yüzden işte, sevgili şapşal gençliğime teşekkür ediyorum..

her şeyi bu kadar abartıp bi nevi bokunu çıkarıp, kendimi diplere kadar soktuğum için.. öyle bir dip ki, çıkışın başına denk gelen..

----
When nothing is left there is always us
seneler önce gelmesini umduğum ama beni senelerce bekleten kişiye, beni beklettiği için o kadar minnettarım ki..

bu kadar beklemeseydim, yalanı hayatımdan çıkarır mıydım? bu kadar dürüst olabilir miydim?

içim senelerce nefret ve öfke doluyken sakinleşebilir miydim?

sevmeyi bilmezken, sevilmeye katlanabilir miydim?

bu kadar ucu görmeseydim, ortayı böyle bulabilir miydim? ki o orta, aslında bambaşka bir uçken?

istanbul
hosting