22 Ağustos 2013, Perşembe
saat: 03:58
son 6 dakikadır sol tarafımda duran kola şişesiyle bakışıyoruz. bunu neden yaptığımızı bilmiyorum. ama bu ilişki nereye gidiyor sorusunun cevabını bildiğimden kafam rahat. sor kola şişesi, çekinecek bir şey yok. bazen istiyor gibi olup sonra düşünüyorum ve hiç gerek olmadığı sonucuna varıyorum. ama yine de bu benim tekrar aksini düşünmeyeceğim anlamına gelmiyor. elimize ne geçiyor dersen, onun cevabını ben veremiyorum tabii, o ayrı. alpay erdem'in yazılarını beğenen insanın sebeplerini merak ediyorum şu an. neden mizah? eh, klişeyi de koyduk. neyse, olayımıza dönelim biz. mevzular öyle çabuk değişiyor ki ben takip etmeyi bıraktım. sallanıp duruyorum. planım yok, kartların alayı açık. elim kolum da bağlı olduğu için içten içe bu duruma uyuz oluyorum ama yapabileceğim bir şey de yok. bekleyip göreceğiz diyorum. askıda diyorum. ben kendime dışarıdan bakıyor olsam götü başı ayrı oynuyor diyebilirdim. haklı da sayılabilirdim. ama şartlar işte, meh. bu ara aldığım en önemli kararlar arasında akşam dışarı çıkıp çıkmayacağımı düşünmek ve günü kumarla geçirip geçirmeyeceğime karar vermek var. böyle de fırtınalı, aksiyonlu bir hayat. arada da yüzüyorum gerçi, onu da es geçmemek lazım. ama ona karar vermiyorum, gelişine oluyor. yine bu aralar hayatımda yer tutan başka bir olgudan da bahsetmeden geçemeyeceğim. pis yedili. evet efendim, dizi olan. işe yaramazlığımı perçinlercesine kanepeye yarı yatar pozisyonda yerleşip sigaram ve kolamla günün muhtelif saatlerinde pis yedili izliyorum. sarışın olan ultimate kezban karaktere ayar oluyor, içten içe esas oğlanın buna tekmeyi vurmasını istiyorum. ama vurmayacağından neredeyse emin olduğum için de bu durumu heyecanla beklemiyorum. ama kıza ayar oluyorum. ve farkettiğin üzere o kadar izliyor olmama rağmen adını da hatırlayamadım. meeh. tamam, yeter. -buraya bitirici bir cümle gelecek.- hadi bakalım. | ||
|