05 Ocak 2014, Pazar
![]() saat: 12:03
![]() Yine o plastik hissi gelip yapıştı dudaklarıma. Söylediklerim kendi kulaklarıma o kadar anlamsız geliyor ki zaruri haller dışında ağzımı pek açmıyorum. Bazen biri hevesli hevesli: 'Anlat aabi açılırsın' lı bir giriş yapıyor. Gözlerine bakıyorum; bir pazar magazini beklentisi. Yok bişey, diyorum, yaşıyoruz. Bir iç geçirmeyi de ihmal etmiyorum tabi. Gözlerime anlamlı bir bakışla derinlik katıyorum ve yürümeye devam ediyorum. Aslında öyle varoluşsal kaygılarım falan yok her şey fazla kişisel olmaya başladı sadece. Klişelerden kaçamadığımı anladığımda yaşamayı askıya aldım inceden. Diğerlerinin yapar göründüğünü yapar görünmek biraz zaman kazandırıyor. Yalnız, zaman söz konusuysa kazanmakla kaybetmek aynı anlama geliyor ne yazık ki. Kar - zarar defteri tutuyorsan bu biraz acıtabilir canını. Yine de diyorum kendime 'yine de'...şimdilik sadece o kadar söylüyorum.Zamanla daha da az konuşmak ve daha fazla yaşamak belki istediğim, daha az kaygılanmak gölgemin boyu uzadıkça. Yine de diyorum tekrar ama devam etmiyorum tabii ki. Anlam yüklemeye ne gerek var şimdi karkas çatlamış zaten altında kalırız mazallah. Yine de diyorum ve ekliyorum belki. -de' yi es geçiyorum bu sefer. Akşam güneşini düşünüyorum; hala sıcak kumların üzerinde gerinen kediyi, o sahili özlüyorum hayır hayır kediyi, o zamansızlığı özlüyorum galiba. | ||
|