07 Ocak 2014, Salı
![]() saat: 11:33
![]() alarmın çalmasına bir an kala uyandım.çalmasına izin vermeden kapattım.now what? diye sordum kendime.çok dizi izliyorum günlük.türkçe düşünemez oldum.zevk aldığımdan da değil.görüşümü bir ekrana sınırlamak için sadece.bir döngünün içine girebilmek için.now what? sorusuna what the fuck! diye cevap verip gülümsedim.uykumu aldığımı hissettim.erken yatarsam uykumu alabiliyordum işte.gece uyanıp yatakta oturmalar,kabuslar bile engel olamazdı.erken yattığımda uykumun ne kadar kalitesiz olduğunun bir önemi olmadan uykumu almış kalkabiliyordum.bu bana bir güç verdi.versin istedim en azından.vermiştir de kesin. aynaya baktım.eh dedim içimden.tişörtü picamayı çıkartıp yatağın üstüne fırlattım.dişlerimi fırçalamak için banyoya gittim.her zamanki gibi fırçalamadım.bugün farklı bir gündü ne de olsa.yani aslında değildi.uyuyup uyanmak hiçbir şeyi değiştirmezdi.yine de kesin konuşmak istemiyorum.neler olup bittiği hakkında bir fikrim yok çünkü.fırçaladıktan sonra tekrar baktım aynaya.karnım iyice içeri çökmüş.gittikçe eriyorum.dün akşam yemeğini atlamıştım.ondan sanırım dedim.şikayet ediyor gibi duruyorum belki günlük ama öyle değil.gayet güzel oldu vücudum.son bir çabayla tam istediğim hale gelecek.bu da benim çabaladığımda bir şeyleri başarabildiğimi gösterecek.hem self masturbation hem bir çeşit referans.olm burak istersen yaparsın referansı. şimdi yazarken anlıyorum çok pozitif başlamışım güne.başlarken hiç öyle gelmemişti oysa.işte yazmanın böyle bir tarafı var.yazarken anlayabildiğin gibi yazarken kandırabilirsin de.hem kendini hem okuyanı.gece gördüğüm rüyalardan birini hatırladım aynaya bakarken.kabus demek istemiyorum.çünkü eğer buna kabus dersem gördüğüm kabuslara ne demeliyim bilemem.bilemezsem olmaz elbette.sadece aklıma geldi.burada sana anlatacak halim yok.içeri odama döndüm telefonumu aldım klozete oturdum.benim güne hazırlanma şeklim bu sanırım.sıçarken telefonda bir şeyler okumak.galatasaray haberleri daha çok.e tabi bir şey yemediğinde sıçamıyorsun da o yüzden çok geçmeden kalktım.nasıl olduğunu bilmediğim bir şekilde hemencecik seçiyorum ne giyeceğimi.hiç düşünmememe rağmen kendimi bir anda hazır buldum.paltomu giydim sigaramı çakmağımı cüzdanımı anahtarımı aldım çıktım.9a2 vardı evden çıktığımda.9u9 geçe dairenin önündeydim.11 dakikalık yolculuk.emin olduğum bir şey var ki bu günün en kötü 11 dakikası yaşandı ve bitti.belki işten eve dönerken de buna benzer bir kaç dakika yaşarım ama yine de sanmıyorum.11 dakikada kendimi bir ömür yetecek kadar zehirledim.aldığım nefes zehirliydi sanki.boğazım düğüm.düğümün üstünde kocaman bir yumruk.şakaklarımdan bastıran 2 el.soğukla birlikte zonk zonk zonklayan ağır mı ağır bir kafa.insanlar üşümekten rahatsızdı ama ben değildim.daha soğuk olsun istedim.buz gibi olsun.olursa düşünemem sadece üşürüm.çok üşümeye katlanabilirim ama bazen bu kadar düşünmek katlanılmaz hale gelebiliyor.kimi kandırıyorum ne hale gelirse gelsin mecburum.takma kafana diyemiyorum kendime.desem bile bir gaflet anında heralde götümle gülerim kendi söylediğim şeye.11 dakika günlük.hiçbir anlamı olmayan bir günde 11 dakika anlam kazanabiliyor.maalesef hiçbir şeye anlam kazandıramıyor. imza defterine ben bugün işe geldim anlamına gelen imzamı çaktıktan sonra odama geçtim.çay ve sigara ve kahve içmek için bir şeyler yemeye ihtiyacım vardı.tuzlu çubuk vardı biraz.yedim.ne yaparsam yapayım kaçamadığım sabah sohbetine katıldım elbette.insanlar var her yerde.aynı yerde çalıştığımız insanlar.benim nasıl bir insan olduğum hakkında uzaktan yakından fikri olmayan insanlar.olmaması gereken insanlar.ne yerim ne içerim nasıl yaşarım neye inanırım neye inanmam onlar hakkında ne düşünürüm mutlu muyum mutsuz muyum bir amacım var mı yok mu nerden geldim ve nereye gidiyorum bilmemesi gereken insanlar.benim hakkımda göstermek istediğimden başka bir şey bilmemesi gereken insanlar.onlarla konuştum.önceki gün bir önceki gün olan şeylerle ilgili bir şeyler söyleyip,söylediklerini ilgiyle dinleyip cevap verdim.güldüm bile konuşurken.and the oscar goes to..haha. şimdiyse bunu yazıyorum.odadaki herkes önündeki ekrana bakıyor.başka ne var bilmiyorum günlük.yaşamaktan çok yazmak istiyorum bugün.keşke evimde olabilsem.evimde olsam ve dışarıda olsam neler yapardım diye düşünsem.hiçbir şey yapmaya gücü olmayan insanlar gibi.yaşamaktan korkuyorum.insanlardan korkuyorum.hoşlanmıyorum.aylardır evden dışarı adımımı atmıyorum.birkaç kez belki.oturduğum koltukta bir başkası oturduğunda rahatsız oluyorum.geçer mi bilmiyorum ama bir şey hariç hiçbir şeye tahammül edemiyorum.çok yalnızım.daha da yalnız olmalıyım sanırım.hiç kimse olmamalı.bilmiyorum.her şeyden vazgeçesim var.zaten neyim var ki vazgeçecek. böyle bitirmicem tabi ki.yazacaklarım var daha.sana yazmıştım yine.hayatım boyunca ağlamadığım kadar ağladım son dönemde.artık daha ağlamıyorum.kaç sene sürer bilmiyorum ama çok olacağından eminim.ağlamak benim için misyonunu kaybetmiş bir eylem.sanki gözyaşı rezervlerim tükendi.bundan sonra ağlamayacağım.bir kural gibi değil bu.sadece tespit.ağlamam daha.hezeyanlar ataklar yaşamam.içime kapanıyorum sanırım gitgide.kendime hapsolduğumu kabulleniyorum artık.bu vücudun içine hapsoldum.beynimin insafına kaldım.benim elimde değilmiş gibi davranmak.bana yakışan bu.sadece fiziksel etkilerinden korunmalıyım.hepsi geçecek burak diyor bazen içimden yükselen bir fısıltı.bazen geceleri uykumdan uyandırıyor bu ses beni.hepsi geçecek demiyor geceleri.daha başka şeyler söylüyor.her şeyi hatırlıyorum.hiçbir şeyi asla unutamıyorum.buna rağmen yaşamak zorundayım.her şeye rağmen.şimdi bitirebilirim işte.seviyorum seni günlük.paka.. | ||
|