13 Ocak 2014, Pazartesi
![]() saat: 12:43
![]() Amına koyim, geçen aklıma geldi... Küfürle tuzak kurup potansiyel okuyucuyu çektiğimi düşünerek serzenişimi dillendirecem. ... Eskiden "uyumluluk yanılsaması" adına, mesela, "ne müzik dinlersin" sorusuna repertuarımdan çıkmadan karşımdakini ürkütmeyecek şekilde cevap verirdim. Çünkü genelde hiç bir şekilde ortak bir zeminde buluşamazdım çoğu insanla. Zaten sormalarının nedeni benim müzik zevkimi öğrenmek değil, verdiğim cevabı umursamadan kendisininkini söylemek ve ne kadar "zevk sahibi" olduğunu göstermektir. ... Geçiştirmek için klasik müzik derdim. Çünkü repertuarım arasında en "kabul edilebilir" tür oydu. Genel de umursanmazdı zaten. ... Artık sikerim, hiç umrumda değil. İtiraf ediyorum: İçinde devrim, kızıl, faşizme karşı mücadele içeren temaya sahip, her dilde müziği seviyorum. En başta deli gibi Kızıl Ordu Korosu dinliyorum, İspanyol İç Savaşı şarkıları, ya da Latin Amerika'dan ezgiler!Yanlış anlaşılmasın, mesela Los Paraguayos sevmem, çünkü içinde devrim yok, barikat yok; ya da Moskova Gecelerini sevsem de tercihim değildir çünkü işçi müfrezeleri geçmez içinde! ... Evet, sevdiğim sanat akımlarından en önde geleni Sosyalist Gerçekçilik. Ne kadar "vulgar" olsa da kof "modern sanat Kareleri yuvarlakları"na tercih ederim. ... Niye onca zaman çekindim ki sanki. Şimdi deli gibi Taçanka dinliyom, var mı amına koyim! | ||
|