16 Ocak 2014, Perşembe
saat: 23:21


saat on gibi ibo uyandırdı, aslında daha yeni uyumuştum ama gitmek istiyordum eğitime, neyse hazırlandım.. yatağıma oturup kahvemi içtim derken saat geç olmaya başlamıştı, beni karşıya götürecek arkadaş aramamıştı.. tekrardan uyudum. emre aradı tekrar uyanmam gereken saatte bişiler yapmış ne olur diyordu, kapadık telefonu.. işe gitmek istemedim.. artık çok soğudum, işten değil tabi, kendimden en çok.. ve tabi işe geçmeyince telefonum defalarca çaldı. kalktım telefonun sesini kıstım ve odama en uzak yere koydum.. ara ara uyandım.. mutsuz oluşum geldi aklıma geri uyudum.. içimden başka biri de ara ara hadi kalk diyordu zaten hazırlanmıştım ya değiştirmemiştim üzerimi.. o sesi öldürdüm içimde, yavaştan üstümdekileri çıkardım. zaten çok terlemişti ensem saçlarım yüzünden.. sonra bir kaç insan geldi aklıma.. aradım, o kadar büyütüyordu ki kendini hem de kendi cümleleriyle.. istemediğim talep etmediğim şeyler var, hani istesem de olmayacakmış.. kızdım finale doğru; senin gibi kaç tanesini tanıyorum biliyor musun? deyince ben.. klasik cümle "beni diğerleriyle karıştırma" bilmiyordu sanırım, bu cümleden sonra tamamen onlardan olduğunu.. yemek söyledim az evvel bu saatte yemek mi yenir sorusuna da "ben normal saatlerde yaşamıyorum ki..

gelelim saçlarıma herkes çok beğendi, biri de temiz 35 dedi.. velet.. kızsın diye ben de senin gibi çoluk çocuklarla uğraşmıyorum iyi oluyor dedim..

çoktandır ihmal ettiğim insanlara dönücem, hal hatır sormakla başlıcam mesela..

kapı.. yemeğimde geldi işte..

istanbul
hosting