21 Ocak 2014, Salı
![]() saat: 09:40
![]() Neden bilmem, fakat bir yikinti devraliyor olmak her zaman hosuma gitti. Hosuma gitti, hissiyati dogru ifade ediyor mu bilemiyorum. Onemli degil, benden bahsediyoruz. Bir adami tutup cikariyor olmanin tutkusu, huzurdan hep bikac adim onde oldu. Hep boyleydi. En gururlandigim kismi da, etrafimdakiler oyle ya da boyle sozu hep döndürüp dolastirip "neden yapiyorsun bunu kendine"ye getirirken, ben aksi emniyet kemeri gorevi goren ilisiklerin daha "neden kendime bunu yapiyorum" oldugunu dusundum. Ister sehir, ister adam, ister dost, yikintilar hep ilgimi cekti. Bugune kadar vardigi yere varmasina cok kucuk de olsa katkim olmus olduklarim, hicbiri hatirlanmak güdüsüyle yapilmamis/ yasanmamis fakat kirk yilda bir unutulmayacak oldugumu bir bakisla/ bir mesajla/ bir mektupla tarafima bildirenler var hayatimda. Zamanin bir yerinde benden kopmus olduklarini dusunduklerim bile hayatimdalar. Hepsi. Belki tek pismanligim, hatiralarimin genelde deniz kiyisi, Istanbul gibi sadece semtin ismiyle bile okurken insani orada hissetirecek, salas bir meyhane masasi, iki raki kadehi, bir polaroid fotograf sipsak, gunesin batisi, gunesin dogusu, kullanilmamis ucak biletleri, kucuk bi otel odasi gibi ayrintilardan yoksun sonlanmis olmasi. Biz hep hicbir yere gidemiyor olacagimizi bildik. Sonlandi mi? ? Cidden mi? | ||
|