22 Ocak 2014, Çarşamba
saat: 19:27


İnsanların ikiyüzlülüğünden, bencilliğinden, yalanlarından gına geldi artık. Ya da "anti depresanları da içmiyorum lan artık" deyip aniden kesmekle atakları yaşıyor olabilirim.

Araziye çıkıyorum. Tarlayı görüp mevcut durumunu tutanağa bağlamam lazım. Tarla sahibine tutanağı odamda tutucam ama söylemek istediğin bir şey varsa burada da tutabilirim diyorum. "Yok beyim" dediği için ayrılıyorum. Tutanağı odamda tutuyorum. Sonra itiraz ediyor, bana söz hakkı vermedi, beyanımı tutanağa geçirmedi diye.

Ne lan bu???
Ne bu diyorum? Pişkin pişkin sırıtıyor.
Sıkıldım. Valla sıkıldım bu kadar riyakarlıktan. Öngörememezlik durumu yaşamamakla birlikte görmek istemediklerimle karşılaşıp duruyorum.
Şaka mısınız lan? Kaç kişisiniz?

70 yaşında adam gözünün içine baka baka senle böyle taşşak geçiyor.
Eski sevgilin (17 gün olmuş..buna daha önceki 22 günü ve daha önceki suskun günleri ve aynı tezahürleri de eklersen yeterince eski artık, demekki başkasıyla sevişmek serbestmiş artık, ne beklersinki zaten) her zaman yanında olucam, seni hiç bırakmıycam, üzgünüm diyip en ufak krizinde "vazgeçiyorum" deyip defolup gidiyor aynı teranelerle her nerede ise artık. Üff çok sıkıcı işte.

Eski karın seni unutamıyorum deyip üç ay sonra başkasıyla evlenebiliyor.

Annen nasıl oldun deyip cevabı beklemeden ardı ardına yöresel siparişlerini sıralıp telefonu kapatabiliyor.

Adamın ifadesini tutanağa geçiriyorsun. İmzasını çakıyor. Sonra da ben böyle bir şey demedimki diyebiliyor götünü kurtarmak için.

Herkes tutturmuş kendi götünün sevdasına bir. "Ben, ben, ben...götüm, götüm, kendi götüm..." Üstelik iyi insanım ben mavraları. Başka da bir nane yok hayatta. Sonra da sen insanlara bakış açınla hastalıklı olup çıkıyorsun.

Manyak mısınız lan siz?

Eflatunu özlüyorum lan ben tahsin.
Kendi yağımda bulaşmadan pisliklere, görmeden yaşayıp gitmek istiyorum mesela.. Yaşayıp..gitmek..

Mor' u da çok özlüyorum. Sonra maviyi. Hatırladım ilk diş fırçamın ve yumurta kabımın rengi olan turuncuyu özlüyorum.

Hayatta bu saçmalıklara karşı birlikte direnenileceğim bir sevgili istiyorum mesela şart değil.
Ayfer tunç gibi yazanları daha çok okumak istiyorum mesela.
Bu hafta sonu batumda ellerim cepte yağmur altında dolaşmak istiyorum ağzımda glauses sigarayla. Sonra öğlen yemeğinde serin (soğuk değil) bir bardak beyaz şarap içmek.
Dişli ama hırslı olmayan go oyunu partnerleri istiyorum.
Meyhanede h. abi hoşgeldin demelerini istiyorum her zamanki gibi (bu cuma)
Cum babanın can yücel gibi küfr etmesini dinlemek istiyorum.
Mart ayında istanbul 'da ali bey ile asmalımescite çöküp öykü tadındaki anılarını dinlemek. Arabayla tek başıma uzun yolculuklar yapmak. Hatta yoldan çıkıp kaybolmak 2 sene önce uşak civarında olduğu gibi. Geceyi uyku tulumunda arabanın kaportasında yıldızları seyrederek geçirmek.
Birikmiş mektupları yazmak istiyorum sonra.
Cunda' da "bay nihat" da geçen yaz olduğu gibi bana hemen deniz kenarında masa ayarlamalarını, güneş batarken rasim abi' nin "onca meze, sen yine sirkeli çiroz" diye takılmasını, ama kendi elleriyle mutfaktan kaptığı demetle ayak üstü, oracıkta tere kıymasını.
Datça' nın koy yollarında sarhoş sarhoş gezmeyi.
Kelebekler vadisinde çakıl taşları üzerinde yine köpeklerle uyumayı.
Beyaz gömlek giymeyi.
Ankarada g. ile, izmir' de yine g. İle buluşup uzun uzun edebiyattan ve baykuş sanatından konuşmayı.
Araba kullanırken sol ayağımı camdan çıkarmayı istiyorum.

Bir de bu yaz yanına uğradığımda senin kanepende horul horul uyumayı sen işe giderken ve bana küfr etmeni.

Bir şey... Sadece bir şey.. İçinde insan olan ya da olmayan insana dair işte burada hem de. Bak bu odanın kendisinde. Bu sahtelikleri, bencillikleri felan görmek istemiyorum artık.
Anlamıyorum çünkü, anlayamıyorum.

Gideyim lan ben tahsin ha? ha?

youtu.be/im2SoltmZEc



istanbul
hosting