23 Ocak 2014, Perşembe
saat: 04:36


biraz önce bir şeyler okudum. keyifsiz gibi duran halim iyice karamsarlaştı, kendimden bir şeyler gördüm. yok. zor. işeyeyim, geliyorum.

konuşmaktan çok hazzetmiyorum. buna karar verdim işerken. daha doğrusu öyle değil de gerek yok. aynı şeyleri söylemenin anlamı yok. hatta belki basitleştiriyor durumu ki öyle değil. aynı şeyleri konuşmayacağız o yüzden bugün. aslında aynı şeyleri konuşacağız da farklı açılardan bakacağız. cümleye gel. oldu olacak ilk sözü mehmet barlas'a vereyim. tartışma programına moderatör müyüm yoksa öylesine yazı mı yazıyorum belli değil mna koyim. ama susmak daha mantıklı. olduğu kadar. becerebildiğim kadar. iyi işte.

işte biliyorsun ya sen de, öyle anlar oluyor. oluyor yani. elimde değil. saçma sapan evet, ama oluyor. öyle. elimde değil. özlüyorum da. elimde değil. düşünmemek elimde değil. belki susmak da elimde değil. değil. değiller. olsun. iyi.

beni tutmak gerekecekmiş. öyle dediler. ben de benzer şeyler düşünüyorum aslında. duruma göre. düşünemeyecek kadar çekiniyorum, hayal edemeyecek kadar korkuyorum. nasıl, afili oldu mu? olmasın. hayatım boyunca çoğunlukla hırslı olamadım. teorik olarak baktığımızda çoğunlukla başarılı olamadım. pratikte de iş yapmıyorum gerçi, bakma sen. çoğunlukla mutlu olamadım. iyi hissetmedim. huzurlu olmadım. istediklerimi yapamadım. belki ne istediğimi de tam bilmedim. götüm başım ayrı oynamış olabilir, o ayrı. ama olmadı. hiçbir şey olamamışım sanki. ama düz mantıkla bakarsak bunların da sorumlusu çoğunlukla ben olmalıyım. hadi o zaman bunu değiştirmek için şunu yapalım diyebileceğim bir çözüm önerim de yok. anca oturuyorum öyle. gerçi o da elimde değil ya, neyse. bunlar bahane değil.

bundan sonrasına bir sürü şey yazdığımı düşün. nasıl olsa biliyorsun. daha fazlasına lüzum yok. çaresi yok.


istanbul
hosting