21 Ocak 2016, Perşembe
saat: 22:00


Havayı güzel yakalamışken sabahtan tüm işleri ışık hızıyla halledip ögleden sonra sefamı süreyim dedim. İyide yaptım. yanımda ördeklerin dolandığı, güneşin sırtımı sıvazladığı mis gibi bogaz havası eşliğinde dün bana gönderilip gönlümü fethedilmesinde büyük rol oynayan kafkanın bebegi kitabını okudum. yarısından fazlasınıda okudum, şahane bişey gerçekten,hiç sıkılmadığın gibi sürekli bi okuma isteği oluşuyor insanın içinde.
en kötü cumartesi bitmiş olur heralde.

bugün epey güzel geçti. otobüsten inmekte zorlanan teyzenin tekine elimi lord evladı matthews gibi uzatınca ay evladım cok naziksin,en son lisede baloda beni böyle dansa kaldırdıklarında uzatmıslardı ellerini dedi. teyze senin ağzını yirim ya diyemedim ama çok güldüm valla acayip hoşuma gitti.
kuruçeşme sahildede hava ne zaman güneşliyse 14.30-15.00 arası git sahile el ele tutuşarak bankta oturan yaşlı bi çift göreceksiniz. oranın sembolü olmuşlar bildiğin. ne şekerler ya.

sabah yazdıgım güncenin cevabına gülerken o gülücüğü üzerine alınıp bana gülen fıstıgıda unutmak olmaz.İşte böyle bana pas veriyosunuz bende aman allahım ne kadan yakışıklıyım diye ortalarda dolaşıyorum.

tam günceyi sonlandırırken instagramda büşranın resmini gördüm.
içime bi hüzün çöktü ya. ah ulan.

www.youtube.com/watch?v=OZLYDJyBuIE

istanbul
hosting