20 Şubat 2016, Cumartesi
saat: 08:41
Sözgelimi öğleden sonra saat 4te gelecek olsan ben saat 3te mutlu olmaya başlarım.Her geçen dakika mutluluğum artar. Saat 4 oldumu meraktan yerimde duramaz olurum.Mutlulugumun armaganını veririm sana. Ceylinin yokluğu canımı yakıyor şu sıralar. Hayatımda birinin olmaması yüzünden ona sığınmak yaptıgım en büyük acizlik olsa gerek. Ne zaman kalbim,aklım başka birinin istilasından kurtuluyor,o an kanserli hücre gibi tüm bedenime tekrar saldırıya geçiyor ceylinin anıları. Ve her geçen gün dahada canımı yakıyor. Bir çocuk gördüğümde,bir motosikletli hatun gördüğümde,feriye sinemasının önünden geçtiğimde,kabataş sahilinde,karaköy sokaklarında hep aklıma o güzel yüzü düşüyor. Onunla ilk buluşcağımızda yukarıda yazdıgım küçük prensten bir bölümle tavlamıştım. O gün cemşitte vardı, avare gibi geziyoduk altımızda araba, ceylinde önümüzde motorsikletiyle gidiyodu.Tabi öyle bi kullanıyodu ki biz onu erkek sanıyoduk, birbirimize gider yapıp durduk yol boyunca. karaköyden,ortaköye kadar kapıştık bildiğin, sonra bu ortaköyde sağa cekti, bizde arkasına durduk. Tebrik etmek için,başka bişey için değil. O zaman kanımız biraz daha hızlı akıyor tabi,kafasından kasketi cıkardığı anda saçlarını savurunca ben bi kalakaldım. Neyse bugün misafirimiz ol istersen dedim şaşkınlıktan asfalta yapışan dilimi tekrar yerine sokunca.İçkiler sizden o zaman diye gülümseyerek geldi yanımıza. Cemşit'i bizi yalnız bırakması için çimcirip durdum git başka biyere diye, en sonunda sol baldırından bi parça koparınca farkına vardı demek istediğimin ve gitti. Mekandan cıkıp sahile indik, saat gecenin körü ve ben cemal süreya'dan şiirler okuyorum. romantizme bak. Ceylinde zevkten dört köşe beni dinliyor, yarın 4 te bulusalım mı dedi bana burada. bende dururmuyum yapıstırdım küçük prensten o bölümü. sonrasını biliyosunuz zaten, öncelerinde balayları,canım cicim günler,harika ötesi bi tecrübe, sabahlara kadar bitmeyen sevişmeler, tenindeki o bisküvimsi tat, arnavutköydeki evin salonundaki büyük L şeklinde koltuk onun üzerine kurulmuş bi dünya, herşey o hamile kalana kadar olağanüstüydü, aslında hamile kaldıktan sonra dahada olağanüstü olabilirdi. sevişirken hep ya hamile kalırsam diyodu bana, bende ona eğer senin kadar güzel cocuklarım olacaksa sık sık hamile kalmanda hiç bi problem yok benim için diyodum.gülüyodu bunu her söyledigimde. şimdi ne ona küçük prens okuyacagım bi cocugum var nede saat 4te bulusalımmı dediginde ona yukarıdaki yazıyı söyleyip sımartabilecegim bi ceylin. bugün tanısma yıldönümümüz onun gözlerini ilk kez bugün gördüm, saçlarına,ellerine ilk kez bugün dokundum. tam 5 yıl geçmiş üstünden. 5 koca 365 gün 6 saat. İlk dinlediğimiz şarkıydı,daha dogrusu benim karga sesimle ona söyledigim ilk sarkı. www.youtube.com/watch?v=ajZb357gQrA | ||
|