20 Şubat 2016, Cumartesi
saat: 20:06
felsefik mi yaklaşmalıyım bu hayata , umursamaz mı bilemiyorum. dengeyi oturtamıyorum bir türlü. bir aklımda düşünüyorum , bir kalbimle arada bi skimle. bunlar arasında bir denge yaratamıyorum. çabuk koyveriyorum kendimi genel olarak. selinle ilk fakbadilikten manitacılığa onun baskısıyla bir geçiş yapıp, manita olduğumuz anda onunla ilgili düşüncelerimi merak ettiğinde direkt olarak bir kaç şey söyledim ve çok bozuldu ardından manitas sürecimiz bitti tabi. sonrasında tekrar bir mesajlaşmayla tekrar bir manitasyon sürecine geçtik ama dün normal olarak buluşucakken birden mırın kırın edince olayın ne olduğunu sorduğumda , son bi jübile olarak sevişelim son olsun dedi. hani zaten yeterince aşağılık bi mahlukatken iyice kendimi aşağılamayayım diyerek yol verdim tabi bu saçma düşüncesinden dolayı. bu kadar saçmalamasaydı keyifli şeyler yapabilirdik kendisiyle ama büyük saçmaladı. aklıyla düşünüp bu karara varmış sonuç olarak. çok tatlısın dedim. sonrada sildim abuk sabuk sosyal medya civarından. köyde kuzenimin sözüne gittiğimde ali cerenin yaşını başını almış zengin bir abiyle aşk yaşadığını belirtti. sanırım shameless'ta ki rus hatunun dediği gibi, kadınlar bacaklarının arasındaki atm'nin farkına varmalılar. neyse en azından tekrar düşündüğüm gibi, hatun sözünün eri çıktı ve gerçekten paralı birisini buldu. gün içinde ayık kafayla yazmak arada iyi geliyor, daha çok odaklanabiliyorum sanırım, konuları daha iyi toparlayabiliyorum. işler pek keyif verici değil, bataktan çıkmaya çalışmak yordu beni ve bitmeyen tadilat ve inşaat süreçleri. sanırım martta 1 hafta bi yol vericem kendime. evin perde işini hallettik en azından bu hafta çözüldü o iş. sırada kapı var ardından da mutfak. olucak gibi bakalım. hissettiğim 1 yıl daha var. hep 1 yıl daha var olacakmış gibi önümde. o 1 yıl sonunda da hep rahatlayacakmışım gibi. ölene kadar o 1 yılı kovalamak istemiyorum açıkçası. | ||
|