|
03 Ekim 2017, Salı
saat: 03:49
İyi bir insan olmaya çalıştığı için es geçilmesinin, hep, çok kolay olduğunun farkına varması; farkındalık mı yoksa duygusallık mı ikilemini yaşamaktan daha zor değildi. Her halukarda, kendinden uzaklaşma isteğiyle yoğurulmuş öfkesini soğutmaya çalışan telkinleri, beceriksizlikten öteye gidememekteydi. Susuyor ve susuyordu. Kimi zaman sevgiye... Kendisini yeniden eksik hissetmenin yorgunluğu dayanılmazdı, dayanıyordu. Dinlenebileceğini umduğu günleri yakındı. Uzaklaşacağı yakındı. Yaklaşabilmenin tek yolu uzaklaşmaktı. Kendine de yaklaşabilmenin yolu, kendinden uzaklaşabilmekten geçebilirdi. Emin değildi, emin görünse de. Yaşayıp görecekti. Melodisi bitmiş bir ruhun enstrümana ihtiyaç duymayışıydı; melodisiz kalmış ruha enstrüman gerekliliği. Ne kadar önemliydi ne dediği? Sebepsiz nedenlerin sonuçsuz yansımaları, belli belirsiz kırılmalara yelken açarken, ben. Size benzemeyen... Gözüm bir yerlerden ısırıyor. Kimsin lan sen ben? Her şey yolunda. | ||
|
|
||