24 Ekim 2017, Salı
![]() saat: 12:19
![]() İstanbul pek bir güzeldi. Doğum günümü bir kaç arkadaş Litera'da kutladık. Hayatımda yediğim en iyi bifteklerden birini yedim ve içtiğim en iyi şaraplardan birini içtim. Bi de hayatımdaki en güzel botu aldım hediye olarak. Kış gelsin artık. Evde bile giyerim, o kadar güzel. Pazar günü bizimkilerle Anadolu Kavağı'nda kahvaltı yaptıktan sonra A. ile buluştum Beşiktaş'ta. Birbimizi görünce sarıldık. Beerport'ta birer bira içip Beyoğlu'na Rasputin'e gittik. Orada film koptu. Gerçi yine iyi direndim ama sonra olayları akışına bırakmaya karar verdim. Sonuç olarak ertesi sabahın köründe Tophane civarında nefis bir otel odasında uyandık. O bir taksiye atlayıp işe gitti, ben başka bir taksiye atlayıp kaldığım eve döndüm. Evin karşısındaki fırından sıcak poğaça alıp yerken bir önceki geceyi düşündüm. Çok farklı bir adam olduğu kesin. Bi kere insanda şefkat hissi uyandırıyor. Sürekli sarıp sarmalamak istiyorum. Çok mutlu olsun istiyorum ama zor. Mutlu olmayı reddeden bir insanı mutlu edemeyeceğimi bilecek kadar yaşlıyım. O ise daha yolun başında. Biraz yıllara ihtiyacı var. Yine de bir insanı herhangi bir şey talep etmeden sevmek çok zor ama becerebilirseniz, dünyanın en güzel hissi. İçiniz ısınıyor. İçim ısındı. Geçelim. Bu sabah kendi şehrimde nefis bir yağmur sesine uyandım. Özlemişim. Kediye sarılıp biraz daha uyudum. Annem gelecek birazdan, onu da özledim mesela. Sürekli birilerini özlüyorum. Gad dem it! Günün şarkısı; You Look Like Rain, Morphine. Bir kadına edilecek en güzel iltifatları toplayıp şarkı yapmışlar zamanında. | ||
|