24 Ekim 2017, Salı
saat: 13:04


Buzdolabı üzerinde bir fotoğraf var, ismi lazım olmayan bir yerde, omuzumuzda yılan ile çekildiğimiz bir poz olan. Bu fotoğrafın özelliği, çerçeve içerisinde barındırdığı anı, elbette! Ama başka bir özelliği de solması. Daha çekilmesinin üzerinden birkaç yıl geçmiş olmasına rağmen, sanki 100 yıllıkmış gibi soldu. Yaş ilerledikçe, hafızamızdaki anıların soluklaşması gibi, adeta Back to the Future fotoğrafına döndü.

Hafızamın kötü olduğu başta benim, sonra herkesin yıllardır bildiği, üzerine espriler yaptığı bir şeydi, tabi. Öyle ciddi bir rahatsızlıktan değil, geneli dikkatsizlik ve bazen de küstah bir umursamazlık nedeniyle.

Artık bazı durumlarda o soluk fotoğraf gibi hissediyorum, arkadaşlarla bir şeyler konuşurken, dahası "ya x'e gitmiştim" diye anlatırken, "e ulan ben de oradaydım!" tepkisini almam, hmmmmmm'lara yönlendiriyor. Tabi hmm'ın mmmm'ları sırasında hafızamı zorluyorum, veriyi çıkaramazsam mmm'lerin sayısı artıyor. Hafızamın dehlizlerinden, gerekli verileri 3M Migros standartında bir süre zarfında çıkarabilirsem, "aslında o kadar da götelek bi herif değilim demek ki" diyor, sevinçlere gark oluyorum. Evet, gark.

Günün sonunda vardığım nokta, solup yok olan bir fotoğrafın, fotoğraf olarak hiçbir manası yoksa. Yaşadığı şeyleri hatırlamayan goldenwand'ın, bir goldenwand olarak ne manası var?

Hoş, goldenwand'ın kendi başına da bir manası yok. O da başka bir hikayenin konusu.

istanbul
hosting