22 Kasım 2017, Çarşamba
saat: 20:19


Monsoon rüzgarları ne zaman eserse...

Tamam, şarkıyı daha fazla piç etmeyeyim. Motivasyon kaybı yaşadığım iki günün sonunda, yine dipçik gibi, yine fişşek gibiyim.
Daha iyi olmayı abarttım, o kadar değil.

Şaka maka bir ayı yedim. Kaldı beş ayı. Boz hem de...
İlk denizcinin hikayesi, ayıdan kaçmaya çalışınca başlamış. Bir şekilde göle kadar kaçmayı başarsa da yüzme bilmeyen adam; göle varınca ayıdan kaçamayacağını anlamış. Derken bir tomruğun ( ağaç gövdesi) su yuzeyinde kalabildigini görünce, kendini atmış suya can havliyle, tomruga tutunmuş ve ayaklarini vurmaya baslamış suya. Hafif hafif ilerlediğini farkedince kahkaha atmış, kurtulduğunu sanmış. Ayının yüzebildiğini bilmeyen ilk denizci, göz göre göre yem etmiş kendini. Bu yüzden midir bilinmez; insanın aptalı denizci olur derler. Bence hikaye çok uyduruk. İnsanın aptalı denizci olabilir, bu tartışılır. Denizcinin aptalı ya bu hikayeye inanır, ya da gitarist olur. Olur mu? Olur...
Gitaristin aptalıysa... diye uzatasım var.

...Denizleri köpük köpük dalgalandiran monsoon...

Nerede kalmıştık?.. Hı, kendini yem etmekte.
Açım, kendimi yiyorum, gerçek ve mecazı ayırt etmeden.

Monthly condition check. Yersen!
Filtre kahve var, içersen.

İstersen northeasterly monsoon var.
İstemezsen northeasterly monsoon var.
Monsoon, esiyorsun hep. Bok mu var?


istanbul
hosting