29 Ocak 2018, Pazartesi
saat: 19:43
İki gün önce, mesaiden erken kurtulunca Custo ile rakı içelim dedik. Kaptan Custo...Oturduk bir demleniyoruz ki sorma. Bana neden müslüman olduğunu anlatıyor. Abi dedim sen ölmedin mi? Sertçe baktı bana, "ölmüşün arkasından nasıl konuşuyorsun?"
Yok dedim, yüzüne konuşuyorum. Ya ben anlamiyorsam yüzüme konuştuğunu diye üsteledi. Ya dedim yeter surda iki rakı içeceğiz, içine ettin. Ben gidiyorum Mikael ile düet yapacağım. Officers recreation rooma geçtim. Mikael kumanda elinde America's got talent izliyor, Mikael Akarfeldt. Ya dedim miko, düşme gözümden, gel iki gitar çalalım, bırak şu zırvayı izlemeyi. Burden söyledik beraber. Bana dedi ki, bu şarkıyı bir sen söylüyorsun, bir de bir. Gel la beşte beş çekişiyormuyuz dedi. Alman kalesi oynarsak varım, yoksa gitar çalmaya devam edeceğim dedim. Mikael ağlayarak gitarımı parçaladı. Neye uğradığımı şaşırdım. Eve hırsız girmesin diye, kıçımı açık bırakmıştım. Ateş böceğiydim sonuçta. Lameta aradi sonra, Barbara'nın benimle tanışmak istediğini söyledi, Barbara Palvin. Ya bırak, yeme beni, nerden görmüş de tanışmak istiyor derken telefonun elimde olmadığını farkettim. Elimle konuşuyordum, şarjı hiç bitmeyecek gibiydi. Eller, eller eller. Rahat uyu Yıldırım'cığım.
