20 Mart 2018, Salı
saat: 14:07


Bu sene, sene-i devriyesi gelmedi yavrum.
Olabilir. Otobüs duraklarını kaldırdılar. Artık ne 410 ne 305 geçiyor buradan. Ama şurda bir bank var Evet o otobüs durağı. Nereye gidiyor. Sadece şuraya. Fazla bir yere gitmiyor.

Yayalara asla yeşil ışık yanmıyor. Yollar, yürümemen için, için için kırıldı. Karşılara geçeme diye her yere tüneller yaptık. Olsun, bu taraftan git.

Tavanlarda çatlaklar var. Açılması gereken pencereler açılmıyor. Kapıların bazıları içeriden kapanınca dışarıdan açılabiliyor. Sadece kombinin sesi, 60 yıllık boruların sesi, şimdiye kadar hep orada bağlı kalmış ölü fareciğinin sesi.Sürekli elimizi ışığa değip patlatıyoruz. Evde toplam 4 priz var.
Camdan şimdi otopark olan meclis bahçesine bakıyoruz. Buralar eskiden hep askerdi yavrum diyorum Armine. What diyor. Asker, rap rap diyorum. Biz hep onlarla 6'da uyanırdık diyorum.

Camdan bakarken, pervaza saplanmış bir cam görüyorum. Ayy diyorum.Titanikin minyonu olsa, bir iceberg olabilir bu animasyonda.
Çıkmıyor diyor annem. Darbede camlar inince o da oraya saplandı. Üzerini yara bantlarıya kaplıyoruz.

Tuvalete oturunca önce off diyor klozet. Tek tarafından akıyor işediğin üren.

Tavaların kulpu yok. Mutfakta yanık kremi silverdal bir vezir gibi beyaz beyaz duruyor. Tavanda henüz akmış daireler. Tam çatıda dikilen baz istasyonu. Büyük para verdi Türksel. Araştırdılar. Yok kanser yapmıyormuş. Koydular. Parayla asansör yaptırmaya kalktılar. En alt komşu itiraz etti, legal yolla olmadı. Arada adamlar buldular. 3-5-7 milyar verdiler. Adamlar ortadan kayboldu. Baz istasyonu hala orda. Kulpsuz tavalar kadar saldırgan 4 katlı güvenlik merdivenleri.

Postaneye gittim. Sarısı sarılanmış, mavisi artırılmış. İlkokulumun alt sokağı. Sıra numarası aldım. Memur sırayı durdurdu, aradan insan aldı. İnsan bir kurye gibi bir şey. 50 tane mektup yollayacak. Ben gözümün ucuyla bakıyorum. Almanlaşma diyorum. Sıra bana geliyor 10 dakka sonra, yine aynı şey oluyor. Şef, gözüyle beni gösteriyor. Herhalde gözüm seyiriyor.
Buyrun diyor kız. Yanımda 50 mektubu olan o başkası, allah kahretmesin diyor, kime diyor, hangi allaha diyor umrumda değil.
Madem sıra numarasının bir işlevi yok hiç vermeyin diyorum. Ne vardı diyor. Acele posta ile şu mektup gidecek diyorum. Formu doldurdunuz mu diyor. Sesim inceliyor. Hangi formu? Ben doldururum merak etmeyin diyor.
Utanıyorum.




istanbul
hosting