05 Mayıs 2018, Cumartesi
saat: 13:17


Dün, südstern'deki mezarlıkta yürüyordum. Büyük bir mezarlık, bahar en çok oraya gelmiş. İnsanlı toprağın verimliliği beni korkutuyor. Çok sık gitmiyorum ama özel bir iki kuş türü Mayıs ayında orda konaklıyor. Kulaklık takmadığım tek yer gibi.

Mezarlığın en eskisi, 1884 ölüm yılı. Yaşlı bir mezarlık. Bence hikaye ilginçleşiyor.

Sincaplardan biri önüme çıktı. Durdum. Çok küçüktü.
Napıyorsun dedim. Uzunca birbirimize baktık hiç hareket etmeden sonra o bir alt yola geçti. Takip ettim. Durup bakıyordu, benim arkasından geldiğimden emin olmak istiyordu. Devam ettim.

5 dakika sonra bir mezarlığın başındaydım, güneş tam oraya vuruyordu. Sincap kaybolmuştu.

Mezarlığa baktım, bir şey aradım. Bir isim, bir kaç sayıdan ibaret hayatta bir şey aradım. Sincaba inandım. Felix Hermann. 8 Ocak 1978-4 Mayıs 2008.
30 yaşında ölmüş. Fotoğrafı yok. Sonra durdum. Bugün olduğunu anladım. Yani dün bugündü. On yıl önce bugün ölmüş. Toprağa dokundum. Kuru. Kimse ziyarete gelmemiş ölüm yıldönümünde. Toprağa gömülmüş bir çerçeve gördüm. İçinde yıllanmış bir resim vardı ve silik bir yılandı sanırım.

Hikaye burda bitti.




istanbul
hosting