21 Haziran 2018, Perşembe
saat: 14:41


...

biliyor musun bir şeyler oluyor burada. garip bir şey.
bulanık suda bir yokoluş gibi
gözlerimde beyaz kelebekler uçuşuyor
ve beni kendime getiriyorlar yavaşça
beyaz odalarda...

...

ne zaman içim sıkılsa lale müldür okuduğumu farkettim. aslında çok uzun zamandır melankoliye elveda demiştim. bu defa tüm gramer hataları benim olsun mu tropiko? ne de olsa kimse hiçbir şey yüzünden ölmüyor.

izmir... bir şehir yazı.. bu yaz kısalmayacak olan saçlarım ve rüyalar. korkunç bir baş ağrısı yüzünden aldığım aferin sinüs ve hd kalitesinden azılı bilinçaltımın açığa çıktığı rüyalar... ya da "bende bıraktığın belirleyici pençe izlerinin" izdüşümleri mi demeliyim?

yazmasam çıldıracaktım. ellerim titriyor. her şey için fazla yorgun ve yaşlı hissettiğim tam altı yıl, şimdi sadece kabuslarda kaldı. her şey için değil belki ama çoğu şey için kendimi fazla cesur, fazla umutlu ve fazla sevgili hissediyorum.

yine de...
o megalomanyak melankolinin etkisi altına giriyorum zaman zaman. özellikle rüyaların etkisiyle. gerçekte yaşanılan bir ilüzyon değil bu defa biliyorum, ama neden rüyalar böyle? neden böylesine seni gerçekliğinden alıp başka hiç de istemediğin bir yere savuruyor? alttan alta istiyorsundur belki. bilemiyorum.

yıllara, yollara rağmen bu denli sevilmek ve sevmek, bu denli olumlamak her şeyi tam da sana göre olmayan bir şey değil mi? bu güne kadar yani eşek kadar olana kadar tatmadığın bir şey ne garip. oysa kendini fazlaca seviliyor ve uğruna yollar aşılıyor sanmıştın.

ah küçük tropiko! ne zaman öğreneceksin "oldum" dediğinde aslında hiç "olamadığını", varolmadığını şeylerin.

...

istanbul