23 Temmuz 2018, Pazar
saat: 01:17


evet, siftah yapalım.

--

egomdan dolayı yaşadığım şeyler var. sıkıntılar denebilir ama tam olarak sıkıntı da değiller. şöyle ki, kendimin çok zeki olduğunu düşünüyorum. biraz da öyleyim büyük ihtimalle. ama bunlar önemsiz, önemli olan insanların zeki olmaması. zeki olmamalarına rağmen önemli yerlere gelip para kazanmaları. bu bana hep garip gelmiştir.

sitede yönetimi bırakırken, iskele için belirli bir miktar para bıraktık. dedik ki, bu paraya dokunulmasın zira bunun gideceği yer belli, sadece o parayı hali hazırda topladık ve tutuyoruz. ancak bizler çok mutlu şekilde bu idare işini ifa ederken, bazı sorunlar yaşandı. bu sorunlar nedeniyle de biz yönetimi bıraktık. yönetim sırasında da _büfe_ mevzusunu başlatmıştık. bu büfenin de sistemini güzelce kurduk, *kar* amacı gütmeden çalıştırdık ve personelimizin kızını da orada çalıştırarak kendisine harçlık çıkarmıştık.

ancak oluşan tatsızlıklardan sonra, emrivaki ile başkalarını getirdik. başkaları da, aslında tatsızlık çıkaran tayfadan denebilir tam olarak o insanlar olmasa da. neyse, bu adamlar haliyle isteyerek seçilmedikleri için bir hedef bütçeleri yoktu.

şimdi böyle yerlerde verilecek aidatlar, öngörülen bütçeye göre hazırlanır. bir önceki yönetim, kendi harcamalarını çıkartır ve tahmini bir bütçe yaratır gelecek sene olabileceklerle ilgili. biraz da ek konur üstüne, hane başına düşen senelik / aylık tutar hesaplanır ve buna da aidat denir zaten. bizler bunu yaptık ve buna göre bir _aidat_ belirlenmişti.

ancak yeni gelenler, siteye birçok düzenleme yapmak istediler. bunda kötü hiçbir şey yok. sıkıntı şu ki: bütçe böyle değildi. dolayısıyla toplanan aidat o bütçeye göre harcanacak; gerisine yetmeyecek. bu abiler de öyle değilmiş gibi tüm parayı harcadılar, üstüne bir de bizim önceden verdiğimiz parayı da harcadılar. yani o toplanan, gideceği yeri belli olan para artık yok. ee.. şimdi bir de üstüne 2 senedir gelmeyen ceza gelecek; + harcanan para geri toplanacak. bunlar da bütçe dışında olan şeyler, dolayısıyla "ek bütçe" adı altında ek para alacaklar.

demem o ki, koca koca insanlar -ki bunlar patron vb. işadamı- 200-300 bin civarında bir bütçeyi yönetemediler gerçekten. üstüne bir de 1-2 kişiden hibe aldılar bu iş ile ilgili. kabul edilebilir bir şey değil aslında.

bunu anlatma nedenim, bunları bile düşünemeyen insanlar nasıl oluyor da böyle yerlerden ev sahibi oluyorlar, ne bileyim milyonluk portfoyler yonetiyorlar hiç anlamıyorum işin doğrusu.

örneğin büfe dediğimiz şeyin yönetimi de sorun oldu. burası, kar amacı güdülen bir yer değil zira sadece site içerisine satış yapılıyor. elbette biraz fark çıkacak, yani alım fiyatına satış yapılmayacak. çünkü istiyoruz ki çalışan personelin sigorta + maaş masrafları falan da çıksın. pekala, güzel fikir. sonuçta her türlü bizden çıkacak, en azından "orayı kullanan" insanlar o kişinin parasını ödemiş olsunlar, hay hay. ancak buradan kar amacı gütmek çok hatalı. ona göre alışveriş yapmak yanlış. sizler buradan kar amacı gütmeden, buranın zarar edeceğini öngörerek, "hizmet" anlayışını önde tutarak çalıştırmalısınız. bu aynı su gibi, elektrik gibi bir gider. bizim keyfimiz, bizim rahatımız için yapılan bir şey. sattığımız ve cüzi kar koyduğumuz şeylerden gelen gelir ne kadar karşılarsa, o kadar karşılasın. gerisi ise tamamen "gider" olarak görülmeli.

bunun yanı sıra; orada çalışan kızın paraya dokunmasını istemiyorlar. bunun aslında en önemli nedenlerinden bir tanesi; yönetim kadrosu içerisinde olan bir zatın eşinin geçen sene sorun etmesi. bakınız, eğer veresiye alışveriş yapıyorsanız; söylenen tutara şikayet edemezsiniz. ticarette güven esastır. eğer kimseye güvenmiyorsanız, o zaman "peşin" alışveriş yaparsınız, ya da en fazla 1 gün bekletirsiniz ve anlaşırsınız. velev ki o kızın gerçekten cebine para atacağını düşünmek de ayrı bir ayıp. 5 tl için mi kovalayacak yani?

bu sene de eline para değmesin diye nasıl sistem yapacaklarını şaşırdılar. bakın, bu tarz yerlerde sizlere de ileride fikir olsun diye anlatayım; bu iş şöyle olur: adisyon.

elinize adisyon kağıdı alırsınız, her hane için de bir tane kutunuz olur. bu adisyon kağıtlarına, verilen siparişleri yazdıktan sonra, siparişi teslim ederken o kişiden bir imza alırsınız. imza dediğim de, o kağıdın altına paraf. o da isterseniz 2 nüsha olur, birini karşı tarafa verirsiniz, bir tanesini de siz alırsınız. böylelikle; büfe personelinin elinde karşı tarafın paraflı kağıdı olur. ne yiyip ne içtiği orada yazar, onlar alt alta yazılır toplanır iş biter. bu kadar basit. eğer istiyorsanız da bunu yine yapar, üstüne peşin para alırsınız. "alındı" gibi bir işaret koyarsınız ya da şahıs önünde bu kağıdı yırtarsınız. (o stok için iyi olmaz ama stok mevzuları ile zaten çok ilgilenmilmiyor + başka yöntemleri var)

bunlar çok kolay şeyler.
burada ise şu an 100 tl veriyoruz ve bir koçan alıyoruz. işin komiği koçan içinde 100 tane kağıt var; su 1 tl ve çay 2 tl. yani 50 çay içebiliyorsunuz bir koçan ile, ve verimli bir uygulama olmuyor haliyle. çünkü yanınızda bir de onu taşımak zorundasınız.

demem o ki çok basit şeyler düşünülemiyor, çok şaşırıyorum. bunlar üzerinde uzun uzadıya düşünülecek şeyler değiller.

 
hosting