04 Eylül 2018, Salı
![]() saat: 13:08
![]() Tatil dönüşü İstanbul'a adaptasyon sürecindeyim. tam 7 yıldır devam ediyor bu rutin. "ağustos sonu memlekete git, 2 hafta sonra geri dön ve istifa etme kararı al" nereye kadar devam eder bilmiyorum lakin 65 yaşında emekli olmayacağım kesin. 2 haftalık süreçte neredeyse her sabah Kuşadası Dilek Yarımadası'nda yer alan milli parka gittim. Peder bey, kayınvalide, eşim ve minik kızım hep yanımdaydı. akşamları alkolden uzaklaşamadığım için sabah uyanmam kolay olmuyor. erkenden kalkıp yolluk hazırlayarak ve bazı kaprislerimi görmezden gelerek ellerinden geleni fazlasıyla yaptılar. Her gün kahvaltı sonrası ağaçların altında yarım saat kadar şekerledim ve ayılmak için şnorkelle 1 saat kadar su altında gezindim. Arkadaşlarımla süper vakit geçirdim ve planladığım çoğu şeyi gerçekleştirdim. Günübirlik Bodrum'a da gitsek fena olmayacaktı lakin Mea'nın yoğun sex hayatı ve misafir bolluğu bu düşünceyi sekteye uğrattı =) Adadaki evimin balkonunda ağaçlar içinde denizi izleyerek ve gece hayatına fazla dalmadan geceleri sonlandırdım. Sessizlik iyi geldi. Dün gece ise Mecidiyeköy'de oturduğum evin altındaki bilgisayarcının soyulmasına şahit oldum. Seslere karşı aşırı hassasım. En ufak tıngırtıyı hissediyorum. Balkona çıkıp 3.kattan aşağıya cam bardak bırakarak ve polise durumu bildirerek esnaf kardeşimizi ekonomik krizden kurtardım. Bir gün arayla hayat sizi 30 metrekare balkondan 2 metrekare balkona yönlendirebiliyor ve aksiyonlara sürükleyebiliyor. hayat böyle bir şey işte =) İşler güçler beni bekler güncem. see you... | ||
|