05 Eylül 2018, Salı
![]() saat: 02:53
![]() -Siz hiç kendinizi.. Böyle hani olur ya film sahnelerinde hayat akıp gider ama başrol olduğu yerde kalır da o hayatın akışını, nasıl geçtiğini izler, öylece hareketsiz tıpkı rüyalarda olduğu gibi.. hani bağırırsınız ama sesiniz çıkmaz, koşmak istersiniz de koşamazsınız gibi.. -Siz hiç kendinizi böyle hissetiniz mi? -Ben hissettim, hala daha da hissediyorum.. Tek yaptığım hissetmekmiş gibi.. İşte, evde, sigara içerken, spor yaparken, markette reyon reyon gezerken ben hep hissediyorum; ama sadece hissediyorum.. -hayatım avucumun içinden akıp giderken ben izliyorum, -koltukta saatlerce yatıp müzik dinleyerek tavanı izliyorum, -insanlar hayatımdan çıkarken gidişlerini izliyorum, -pencereden karşı dairelerin pencelerine bakıp içeride nasıl hayat sürdüklerini merak edip izliyorum, -galapagos adalarında yaşasam nasıl olurdu diye hayalini kurup izliyorum, -birbirine girmiş ve yolunu kaybetmiş düşüncelerimi izliyorum, -yolda yürüyen insanları acaba ne düşünüyor diye izliyorum, -ben hep çok izliyorum, tıpkı o başrolün hayatın akışını izlediği gibi.. bağırmak isteyip avaz avaz susmak gibi, koşmak isteyip de düşmek gibi.. -kayıtsızım her şeye, sadece izlemekle yetiniyorum, özellikle de kendi hayatımı.. ne zaman bir şeyleri değiştirmeye çalışsam yapamıyorum, kendi ağırlığımın altında eziliyorum, nerede hafiflerim diye sorsam da çok kendime, ait olduğum ya da olabileceğim hiçbir yer bulamıyorum.. belki de tüm mesele bu; izlediğim her şeyde aradığım ve bulmak istediğim bu.. -Siz hiç kendinizi böyle hissetiniz mi? -Ben hissettim, hala daha da hissediyorum.. Tek yaptığım hissetmekmiş gibi.. -miş gibi.. hep dediğim gibi: yine aynı soru, yine aynı cevap, yine aynı üç harf, yine aynı yıkım.. | ||
|