07 Mart 2019, Perşembe
saat: 01:41


Merhaba Güncem,
Yine günü gününe yazmadığım için şubat nasıl geçti hatırlamıyorum.
Mart, Merkür bunlar M'li gerçekler. Metrogade?
Şubat ayında Armin Fasching de batman oldu.
Son güne kaldığımız için Berghain gibi kuyruğa girdik kostüm dükkanının önünde.
Batman kostümü pahalı ve basit olduğu için bir maske bir de siyah cadı pelerini aldık ve ben ona başka bir şeyden yamuk kestiğim batman sembolünü ters olarak diktim.
Bunu çıkarırsan daha iyi olur dedi oğlum sabah tüm üzüntüsünü İngilizce saklamaya çalışarak.
Ninja kostümünü giy o siyah dedim.
Oysa siyah iplik ve iğne almıştım.
İyiki dikiş seti almışım. Yamuk şeylerin teğellerini sökmek için o tuhaf şeyden vardı. Pelerine diktiğim sembolü sökmeden önce, pelerini kendime yamuk taktım. Gösterdim ona. Bak böyle takarsan düz görünüyor dedim.
Sen çıkar. Kemer yapalım onu dedi.
Ninja kemerine takalım dedim. Heyecanlandık. Bana rağmen heyecanını kaybetmeyen bir çocuk.
Düz dik dedi.
Dikebildiğim kadar düz diktim. Düz olmayınca kemeri yamuk bağladım. Gayet rotate. Gayet transform.

Gülizar abladan kreşe götürmek için sigara böreği aldım.
Herkesin ev yapımı şeylerinin yanında ben ev yapımı batman'e enerjimi harcamıştım.
Sigaralı bir şeyi listeye yazdığım için herkes bir skandal bekliyordu.

Her şeyin giyinmekle ilgili olması çok tuhaf burada.
Dini gotikleştirmek Almanlara yakışıyor.

Her çarşamba ofise geliyorum.

Küçük filmlerle uğraşıyorum. Küçük yürüyüşler.
Benjamin'in kullanmadığı I phonunu alıyorum, fotoğraflar çekip kendime atıyorum. Kartı olmadığı için sadece makina.
Ama tutmak çok zor. Önümüzdeki ay bir el kamerası ayarlamak istiyorum. Ama ıphone artık daha saklı. Herkes fotoğraf çektiği için kimse birbirinin telefon tutmasına bakmıyor. Telefonlu doğallık. Kamera olursa tuhaf olabilir diğerleri için. Diğerleri aslında bir kaç kuğ.
Göçlerini cirque de line göçen kuşlar.

Gezdiğim mezarlar, bunu nereye yazdım acaba.
Kurt Muhlenhaupt ve biraderi ve eltiler.
Şöyle ölmek olmalı.
Sonra işlerine baktım biraz. Asmalımescit geldi aklıma.
Yanan bina.

Golden Gate sonrasıydı evet.
Golden Gate'e gittik. İlker'le. İlker'le her şey ortalama bir sıkıcılığın altında kalmak zorunda. Ama bazı arkadaşlıklar da böyledir.
Birbirimizi boğazlamadığımız için arkadaş sayılabiliriz. Ve zekalarımızı küçümsemiyoruz.
Çocuklarımız var. Beraber çalıştık. Bazen anlıyoruz. Ortama girince hemen uzaklaşıyoruz. O hep bir şey arıyor. Yine de yalnız gitmemek daha iyi.
Onun için Golden Gate olmadı.
Hmm dedim kundante. Ben yalnız kalınca kendime kundante.
Klubber değilsin sen. Ya da vücudun çok ağırlaştı. Dans etmiyorum.
Sisyphos aylardır kapalı, bu hafta açılıyor.
Büyük bir açılış olacak.
Ondan önce bir gün telefon çaldı, gel dedi Atilla. Atilla ile 1 yıldır görüşmüyoruz. Trt'de bir dizide oyunculuk yapmıştı.
Şimdi birisi geliyormuş Trt'den, senaristlerle tanışmak istiyor sen de gel dedi.
Hiç gitmem, hemen geliyorum dedim.
Hemen gittim. O sevmediğim çocukla kanaldalardı.
Başkaları da geliyormuş dedi.
Ne biçim ortam bu demedim.
Bahsettiği geldi, tanıştık. Normal türkçe.
Bazı işlerimi anlattım.
İşler gönderdim. O da okuyacağını söyledi.

Oyunun oyuncularının instagram Storilerinde oyundan ufak parçalar görüyorum. Dün bir walkman gördüm.
Onu yazdığım sahneyi, anı hatırladım. Hayır hiçbir şeyi hatırlamıyorum. Geçmiş, büyük ve sessiz bir hortumla hiç durmayan bir gündelikçi. An'dan hemen sonrasını çekiyor içine.

Bir kaç gün önce babamla İzmir'e gitmeyi düşündüğümü söyledim. Kundante dedim.

Bunu neden düşündüğümü bilmiyorum gibi geldi ama sonra yine düğüm olacak bürokrasi korkusundan olduğunu anladım.

Türk vatandaşlığından çıkışım karar aşamasında ve sonrasında diplomamı hiç alamayabilirim.

Babam okulu bitirmediğime inandığı için kendimce ona bir güzellik yapıyorum.

Evraktır diyor neticede.
Evraklar da hep bir yerden lazım oluyor.

Okulu aradım.
Çok heyecanlıydım. 25'li numara kapanmıştı. 26'lı numarayı çevirdim-ya da ona benzer, neyi hatırlıyorsun-
Ben eski öğrenciyim. Mezuniyet belgemi kaybettim dedim. Tam Gsf'li, hiç memuriyet tonu olmayan, genç bir ses. Acaba öğrenci işleri hala aynı yerde mi? O camın arasından mı konuşuyor?

Herhangi bir gazeteye ilan verin dedi. İlanla gelin, diplomayı alın.

Eskişehirden miydi dedi, Berlin dedim.
Öyle yapın dedi.
Tamam dedim.
İnternetten bir site bulup, Geçici mezuniyet belgemi kaybettim, hükümsüzdür yazdım. Adımı soyadımı yazarken hepsini mi yazmalıyım diye düşündüm. Neticede mezuniyet belgesini alan cgü'ydü. Şimdi cgüh. Hangisine sesleniyor paralel.

Posta gazetesi en ucuz olduğu için onu seçtim.
Fazla uzatmadan kredi kartımı girdim, GSF'yi daha da kısaltıp biraz ucuzlatmanın derdine düştüm.

Benden tarihe geriye Posta gazetesindeki bu ilan kalacak. Hürriyete ilan versem çok mu fark edecek, üstelik 50 lira.

Verdim. Olmadı. Kredi kartım e ticarete izin vermiyormuş.
Kardeşimi arayıp hallet dedim.
Çok şüphelendi.
Ne yapıyorsun sen, nerden çıktı bu diploma işi dedi.
Kendisi PHD yaptığı için diploma kelimesine gıcık.
Ne yapacağımdan habersiz. Gizli bir şerlock kolmes.

Böyle, planımda babamla İzmir'e gitmek var.
Burası açık parantez.

Planımdan önce Sisyphos açılıyor.
Sisyphos'a gitmek var.
Sisyphos bana bir şeyler söyleyecek umarım.

Bugün de çarşamba.
Ama sabah Armin'in öğretmeni aradı. Bitlenmiş Armin dedi.
Bisikletle gittim. Aile boyu temizlendik.
Her şeyi kaynar suyla yıkadım.

Saat 6 da ofise geldim.
Şimdi de gitmeliyim.














istanbul
hosting