21 Mayıs 2019, Salı
saat: 23:48


Bu sabah Rathaus Schöneberg'e giderek Alman olduğuma dair imza atıp tapuyu aldım.
Ama mesele, ne oldum değil, neyden olduğum.

Sabah kafamda Rammstein, Mein Herz Brennt ve Ohne Dich şarkıları ile uyandım. Kafa librarysinde müzikler ve duygular ne güzel bir denklemde çalışıyor.

Frau Riesmanna gittik, çünkü soyadı U ile başlayanlar ona gidiyor ve bizlerin mavi kartlara yazılmış numaraları var.
Frau Rissman beni tebrik edip pasaportumu istediğinde hazırladığım dosyayı açtım ve pasaportumu getirmediğimi gördüm.

Wie dumm dedim. Hem de Alman olduğum ilk gün.

Güneş parladı. Benciğim pembe gömleğiyle daha çok parladı. Ben baştan aşağı siyah giyinmiştim.

Pasaportu unuttuğum için eve gidip aldım tekrar Alman olmak için tekrar mavi kart alıp tekrar sıraya girdim.

Yazmam gereken bir mektubu yazdım.
Pasaportumdaki oturum izni delindi, TÜrk konsolosluğuna gidip teslim etmem kaldı.
Mein Herz Brennt.
10 yıl sonra tekrar Türk vatandaşı olucam dedim.
Tamam dedi.

İzmire yerleşicem dedim.

Tamam dedi.

Ben parkta oturcam dedim, tamam dedi.

Güneş parlıyordu.

Belediyenin önünde yeni kurulan pazardaki ufak bir kamyonetten kahve aldım.

Adamın arkasında bir karikatür asılıydı ve asılı her şeyi okumam gerekir.

Kahveyi verdi. Arkaya yürüdüm. Okumam lazım dedim.
Alman olduğum için bu tip şeyler garipsenmezdi.
Kötü bir karikatürdü. Bye dedim.
Para vermediniz dedi.
2 euro verdim.

Parka gittim.
Parkta Leon Licht dinledim.

Turuncu yalnız balığı ellerimle yakalamak istedim.
Çocuklara vatanıma baktım.

Armin ve arkadaşını skateboard kursuna götürdüm. Bir türk babayla konuştum.
Memleketin hali, tam aynı bir yerlerdeyiz diyordum ki Chp'de pkk'yla deyince kapattım konuyu.

Alman olduğum halim olmadığım halinden daha az öfkeli olur umarım. Ama öfkeli olmanın legalize hali Alman olmak.
Mein herz brennt.




istanbul
hosting