22 Mayıs 2019, Salı
![]() saat: 00:12
![]() Duyamamak fikri, görememekten daha kötü hissettiriyor. open.spotify.com/track/00O9avMuHNp6htjCyVj6e1?si=CokS_PtXTnaER8C1S0_JPA en kuvvetli duyum koklamak ardından duymak. görmememek sanki kabul edilebilirmiş gibi geliyor duyamamaktansa. birkaç sene önce dialog in the dark'a gitmiştik. içeride birbirimizi kaybettik ve koklayarak bulduk ikimiz de birbirimizi. direkt nokta attım. elimi omzuna koyup saçlarına dokununca buldum onu. 11 Şubat'ta bu duyu hakkındaki fikirlerimi yazmışım ve geçenlerde tekrar yazmışım fark etmeden. Çok hoş. İnsan fikirlerinin değişmemesine sevinmeli mi üzülmeli mi bilmiyorum. Fikirler değişmeli bence. Değişmekten kastım 180 derece dönmek değil, kendini güncellemeli, doğrulamalı, üzerine inşa edilmeli ve istişare edilmeli. Bir toplulukta ya da organizasyonda, adına ne derseniz deyin, şirket, eğitim kurumu, arkadaş buluşması vs., herkesin aynı fikirde olması kadar kötü bir şey yok gibi geliyor bana. İlk okuduğunda veya duyduğunda, düşündüğünde çok güzel gibi gelse de fikir ayrılıkları bizi ileriye götürür. Tam da bu noktada Türkiye'yi düşünüp bu ideal durumu hayal etmek manasız çünkü öncelikle empati ve çok yönlü bakış gerekiyor. Cevap vermek için değil, anlamak için dinlemek buradaki en önemli nokta. Hayatımda her zaman "Neden?" ve "Nasıl?" diye sordum. Kim olduğu ile hiç ilgilenmedim ve bunun bana, kişiliğime bir değer kattığını düşünüyorum. Neden ve nasılını bir mantık çerçevesine oturtamıyorsam, fikrim değişmez. Birisine bir şey anlatıyorsam da bütün neden ve nasıllarına hitap etmek isterim ki dinleneyim. Diğer türlüsü "hiçbir şey olmasa da kesinlikle bir şeyler oldu"dan öteye gitmez. Konu konuyu açtı ve çok konuştum yine... | ||
|