28 Ekim 2019, Pazartesi
![]() saat: 15:08
![]() Boş günüm bu gün manasına uygu biçimde bu saate kadar bomboş geçirmeyi başardım hakkını verdim rica ederim tebrik edin. Bir zamanların efsanevi kahramanları şimdinin masalları bu sebepten kanaatim hafızasız yaşamlar güzel olmalı. Her köşesini ezberlediğim o yerleri gün yüzü insan gözüyle görmek için bilmem ki ne yapmalı. Geçim kaygısı türlü türlü benimkisi yeniçeri yürüyüşü, bir zamanlar hızla ileri sonrası hep geri hep geri. Dikkati kendime çekme derdi değil benimkisi içimde ikamet eden türlü yaşamları anlatma çabası billahi. Ah bu sevimsiz deyimler de yer etmeseydi dilime ne güzel olurdu değil mi. Kimini hak verir kiminiz ehemmiyetsiz dese de sevemedim bu devşirme değimleri biliniz. Bu sabah pek eğlenceliğim farkındasınız ketum libasımı daha giymedim aslında ben böyle gayet iyiyim. Ama az sonra etrafımı sarar zaman içindekiler sonra ne bende neşe kalır ne dilde şen heceler. İnsan insanın en çok ta neşesini somuruyor güzeli tüketiyor bu konuda marifete pek muktedir. İnsan ölü canlar ile besleniyor olmalı. Aksi halde tazelenmiş neşeyi niye söndürsün ki ama değil mi. Kimi zaman orda kimi zaman da burada pek mutluyum bu hal ender olsa da fırsatı kaçırmak istemiyorum. Kış güneşi gibi kısa süreliğine ama mutlak coşku ile karşılarım bu hallerimi mani olmasın insan kardeşlerim rica ederim. Kadınlık deliliği mi bilmem ama durumdan şikayetçi değilim siz de olmayın. Kadın dediğin bir muamma kah görünür kah zifiri anlamak marifete tabi. Hafife almıyorum elbet sizleri ki onlar benim hem cinslerim ama değişkenlikleri genel halleri. Bir öyle bir böylesiniz demeğim bundan kelli. Değişmeye dayanamasa kadın dediğin bunca değişikliğe boyun eğer mi. Bir zaman en güzel halleri etrafını sarar binlerce göz gönül el sonra sıfatları artar gelin görüm eş iki canlı gebe oldu anne ve gözden hızla düşme zamanı başlar anlayın durum stabil değil. Sonrası … sonrasını boş verin. Hemcinslerime dair yazmayacağım. Ne karşı cins ne de hemcins iki tür de kendi çıkarı için didiniyor bencillik bünyelerinde uykuda yılan kıvranıyor. İnsanla yılan kim ne derse desin ilk hikayeden beri kötülükte eş. Kalu beladan beri kişi bence bir tek kendisine eş. Eş denklik ise farklıda denklik madem olası değil birlikte geçimde bu inat niye. Ayrı ayrı yaşansa ve yasalarla kişi kişiye kul edilmese… Kulluk muhtaçlıksa muhtaçlık yalnızca doğaya ise insanı insana boynunda bağlamak niye. Aman bana ne sahi niye çıkamadım bu meseleden. Bana ne insanların kişisel dertlerinden. Toplum bilimci miyim ülke yönetici mi bırakıyorum bu mevzuyu. Ben ruhun gölgesinde bir garip evren gezgini. Yerim yurdum tüm diyar gök kubbe üstümde yorgan kimi örter üstüme kimi kaldırıp atar yorgan bana hizmetkar. Bana ne insan insana ne eder. Hem kim ederse demezler mi ki kendine eder. Zamanın esiri insan mahluku ki kendini özgür sayar kubbe altında kendi türünü kırar geçer bununla da kendini güçlü sayar. Kendi ruhuna kör olandan kimseye göz olmaz kör gözlerin gönlünde sevgi yer bulmaz. Kurumuş çeşmede su kara gönülde insaf arama. Sahi ben ne zaman geldim bu mevzuya. Bana ne demiştim oysa neslimden, bak durmuyor yine tutulasıca dilim. Dün gezdiğim yerleri anlatacaktım ve bir de süpürge alacaktım. Tam bir hafta oldu eskisini evden atalı. Demek ki ha deyince olmuyormuş işi biteni hemen görmemek gerekiyormuş. Şimdi ne halt edeceğim iyisi bin beş yüzden başlıyor bana uymuyor uyan ederde de süpürge bulunmuyor. Dünya ötesi canlılar tanıyorum duvarların içinde gezinip muhabbet ediyorum atomun içindeki sesi duyuyor ve hop deyince nereye olsa gidiyorum ama yerdeki tozlar için bir süpürge alamıyorum. Hakikaten ben ne halt ediyorum. Onlardan yardım istesene demeyin onlar uşağım değiller unutmayın fikrinizi kendinize saklayın. Hem öyle her aklınıza eseni de dillendirmeyin çok rica ederim. Bak vallahi üstünüze salarım biraz da siz eğlenin bakalım onlarla yaşamak nelere sebep oluyor birlikte seyredip sonrasında muhabbete dönelim ne dersiniz.. | ||
|