26 Aralık 2019, Perşembe
saat: 21:40


yıkık yıkılmaz diye bir lâfım vardır. filhakika, öyledir. en sağlam yapı piramidyen yapıdır neden çünkü yığıntı.
o yüzden şair bana demedi, yıkılma sakın diye. çünkü istesem de yıkılamam. öyle kaya gibi duruyorum allah beni inandırsın.
geçen çocuklara bir şey izletiyordum, neydi hatırlamıyorum, bir şeye çok güldüm ama hiç gülmediler. aklıma ismet beyin dünyanın en düz şeyine kahkahalar attığı geldi. yaşlılarda böyle bir şey oluyor. teoman hoca da dümdüz şeylerle çılgınca neşeleniyor.

a. arada bir söylerdi, bir filmden bir sahneyi hatırlar, kendimi bir tren istasyonunda gelmeyecek bir treni bekliyor gibi hissediyorum derdi. hep o alestalık, o bekleyiş. ben hiç beklemedim. böyle hissetmeyi de kendime hakaret telâkki ederim. dışarıdan epeyi durağan görecekler olacaktır ve haklılar da bir parça. fakat onların belki çoğunun göremediği, hayatımı hep köşeye sıkışmış bir şopar gibi yaşadığım. hep duvardan atlayan, hep beşlerden kayarak geçip ciğerini dalağını patlatana kadar kaçan it benim ha buramda, içeride. huyuma koyduğu bir ton zırvalıktan yana çok küslünlüklerim olsa da bu kaçmaya hazır, canını kurtarmak için her duvara tırmanan eşşoğlu eşşek için şükranlar minnetler doluyum filhakika.

efkâr bastı zaar. yoksa niye böyle dökülüp saçılayım. çenemler düşsün. insanı efkâr basar, bassın.

istanbul
hosting