30 Ocak 2020, Çarşamba
![]() saat: 02:58
![]() Geçen gün extroverted introvert diye bir kavram öğrendim. Allah razı olsun bu internetten ya. Canım benim. Ben içine kapalı biri sayılmam ama tam olarak dışa dönük değilim. İşte tam olarak bu demekmiş. Mutlu olduğum ortamda, mutlu olduğum insanlarla ya da ilgimi çeken konularla ilgili saatlerce konuşup eğlenebilirim ama bazen de hiç konuşmadan evime dönebilirim. Dönünce de bir kaç gün kimseyle konuşmadan kendimi dinlemeyi seviyorum. Neyse işte kendime bir etiket daha buldum. Merhaba ben extroverted introvert jill valentine. İnsanları seviyorum. İnsanlardan nefret ediyorum. En çok kendimle eğleniyorum. Kafamdaki sesler hiç susmuyor. Kafamdaki seslerin susması için dışarı çıkıyorum, konuşuyorum, içiyorum, dans ediyorum. Kafamdaki sesleri seviyorum. KAFAMDAKİ SESLERDEN NEFRET EDİYORUM. Bazen beni en çok üzen insan benim. Biri hariç. O hariç. Ben kendimi en fazla tuzla buz edebiliyorum. O kırınca su olup yere dökülüyorum. Su dökülünce bir daha bardağa koyamazsın. Su dökülünce ya silinir gider, ya buhar olur uçar ya da toprağa karışır. Belki başka şeyler de olur. Belki uygun bir yerde dökülürse daha büyük sulara karışır? Geri dönüşsüzce kırılıp dökülmelerime rağmen yine yaşıyorum. Daha da yaşarım. Bir yerlerim eksik,bir yerlerim kirlenmiş, belki bir daha asla eskisi gibi olamayacak olsam da. Çünkü işte extroverted introvertlük budur. Kalabalıktaki yalnız. Kalabalıktaki yalnız parçalanır, parçalarını toplar evine gider, bir kaç gün yalnız başına parçalarını tek tek geri yapıştırır. Bu sikik japonların kintsugi denen olayları gibi eksik yerlerini kendi altın yaldızıyla kaplar. Kırılmış yerleri ışıldar. Yani bazen. Işıldamama gerek var mı? Bence yok. Benim kırık yerlerim senin bir yerini kanatmasın yeter. Ama canım isterse de jiletimi çeker her yerini paramparça ederim. Biliyorum yere dökülen un sessizliğinde çekip gideyim isterdin. Kusura bakma sevgilim bazı sular çağlayarak dökülür. Sen hiç niagara şelalerini dinledin mi? Youtube da var aç dinle. | ||
|