03 Şubat 2020, Pazartesi
![]() saat: 15:49
![]() Günler geçiyor birbiri ardından. Bulutlar, "beni görmedin" der gibi yetişiyorlar başka bir gökyüzüne. Günlerin içinde yeminin mi var. Levo geldi. Ne kadar Türkçe'den koptuğumuzu anlaştık. Oysa Necmi'de bir Dersim'li, Türkçen çok güzel dedi. İşe yaramayan tek şey dedim. Bir Alman için Türkçemin güzelliğinin hiçbir anlamı yok. Bir Alman diye de bir şey yoktur zaten. Almanım ben de zaten. Ankara'ya gittim. Bir cenaze, bİr az cenaze gördüm. Çocukluk arkadaşım Yelda'yı 25 sene sonra bir AVM'de gördüm. Görmediğm diğer insanları gördüm. Bazı yarım daireler kapandı, tamamlandı. Ama üstümden sanki kendi neşem veyahut boşvermişliğim diyebileceğim o hafif alıntılı takatım kalktığından beri bomboşum. Kitapçıya gittik. Babamla ilk kez simitçiye girip çay içtik. Levo Golden gate'e gitti. Ben de sabah yanına gittim. Son olaydan beri çıkmamıştım. Bir saat. durdum temiz kafayla çıktım. İtiraflar, katlanır tabure ve bazı diğer şeyleri hatırlayacağım. Ben ve Armin, diğer ALman ailelerle birlikte Çekya'ya kayak yapmaya gittiler. Aslıda yalnız olmayı tercih ederdim. Ama Levo belki de olduğu için boşlukları doldururuz. Zihnim bulanık güncem. Bakalım. | ||
|