20 Nisan 2020, Pazar
saat: 05:53


yaşanmayan hayatın güncesini yazayım sana günce. 1 aydır falan totalde 10 saat dışarda durmuşumdur. iflas bayrağı çekildi. devletin verdiği 3-5 kuruş parayı da yine sağda soldaki aç aç yaşayan insanlara dağıttım.

tanıdığım bildiğim garibanlar açıp diyip beni arıyor hesaptaki son 50-100 lirayı onlara yolluyorum. ne yapacak bu insanlar gerçekten aklım almıyor. bu insanlara bakacak bir devlet yok. zaten insanlar bu yaşlarına kadar devletten bişey beklemeyerek gelmişler ama böyle bi durumu kim öngörebilir mnkym. 5 tane personeli işten çıkardım onlara da verebildiklerimi vermeye çalıştım.

bu süreç giderek can acıtacak. hesaplar şu an zaten -100bine geldi. benim durum bi şekilde çözülür ama gerçekten başarısızlıktan çok sıkıldım ya. bi insan bu yaşa kadar bi tane başarıya ulaşamaz mı ya. yani yaptım oldu diyebileceğim bir şeyi bir türlü yaratamadım şu dünyada. manevi tüm duyguların anasını skm günce. bütün o pozitivizm, spritüel arayışlar falan geçin abi millet aç aç aç. spritüel olarak çok güçlüsün de kaç insan sayende evine ekmek götürüyo desen, kanka nepal çok iii. hayır içten içten onları mı kıskanıyorum acaba ondan da emin olamıyorum.

yaşanmayan hayatın güncesini okudun güncecim. birazcık da olsa yaşanan kısmına geçeyim. elif'le devam ediyoruz aynı evde. birden hayatıma dahil olup karantina süreciyle birlikte direkt birlikte yaşama moduna geçiş yaptık. banu'yla kıyaslamak tabii ki hoş değil güncecim 4 yıllık hayatımdaki insan ama şunu söylemek istiyorum. gerçekten insan gibi insan birisiyle yaşamayı özlemişim ya.

o kadar büyük, dev farklılıklar var ki 2 kişi arasında, yani diyorum ki bu kadar olur. neredeyse 1 aydır kızla dip dibe yaşıyorum ve bir gün kavga yok, bağırış yok, çağırış yok, ana bacı hakaret yok. kız geldiği gibi madem bu süreci birlikte yaşayalım dedin o zaman yaşadığım yerin biraz düzgün olması lazım diyip, 4 yıldır sadece evime hakaret edip, aşağılayıp, gtünü devirip yatan banu'ya nispet edercesine 2-3 gün evi birlikte temizleyip düzen getirdik. yaklaşık 1 aydır evde her gün sebze salata falan yemek yapılıyor. o yapıyor, ben topluyorum- ben yapıyorum, o topluyor.

banu son döneminde yemek yapmaya başlamıştı evde birlikte vakit geçirirken ama tabii ki elif'in bunları iç güdüsel yapıp, bununla ilgili herhangi bir tartışmaya bile gerek duymadan yapması beni mutlu ediyor.

banu'ya 4 yıl boyunca 1 kez kahvaltı hazırlatamadım ki ben sık sık ona kahvaltı hazırlardım güncecim. yani seksist bir yaklaşım gibi değilde değer görme arzusu olarak nitelendirelim.

tekrar diyorum hoş olmayan bu karşılaştırmayı, skindirik hayatıma not düşmek olarak yapmak zorunda hissediyorum kendimi.

elif evet çok iyi, hoş, sakin, anlayışlı, kibar ve biraz da hoş sohbet ancak malesef karşılıklı sohbet edebileceğimiz pek ortak noktamız yok. yani gandhi'yi görüp bu kim ya dediğinde biraz irkildim ama dediğim gibi hayat hangisiyle geçer diye baktığımda gandhi'yi tanıyıp ölmüş anama gece gündüz küfreden bi kadından daha yeğdir bu elif kızımız.

yaşanan ve yaşanamayan hayatlarımla sana mutluluklar dilerim güncem. hapşırırken ağzını kapat lütfen.

istanbul
hosting