27 Nisan 2020, Pazartesi
saat: 14:58


Benden sayısal veriye dayalı bir bilgi istendiğinde, örneğin Magosa'dan Lefkoşa'ya sabahları kaç dakikada gidiyorsun dediklerinde, çok zorlanıyorum. Çünkü bir matematik problemi sorusuna cevap verecekmiş kadar milakunis (meticulous-açıklama yapan yaşlı bir bilince sahiptir "spinoza kabullenmesi") bir bilince selam çakıyorum ya da yanlış bir sayı verirsem dünyanın dönüş hızını etkileyecekmiş gibi bombok bir kafanın ürünü bir ruh durumunda buluyorum kendimi. Duraksamam da bu yüzdendir bakınız, "küçükken kaç lahmacun yerdin?" es ver, es ver, ıı'la ve cevap ver. Ama asla emin olma, sanki dünyanın çivisi yerinden çıkacak, sanki Harbiyedeki mendilci teyzesin; o dünyanın şaşmaz bir çivisidir kabul etmisşin. Sen de kendini bir şey sanıyorsun. O kadar da bir şey değilsin, ver rakamı kurtul. Ama yok, yarası olan gocunur değil. Gocunmak için yaram olmasına gerek yokçu.

Bu karantina günleri bazı yükleri bırakmak için iyi bir sebep oldu. Elektron eksi bir temel elektirik yüküne sahip atomaltı bir parçacıktır. Masa altımdaki plastik poşeti yırtıldı ve ortalık kaygı, keder ve gamla doldu. Laborantların gülleri soldu. Keder ve nefret ve sevinç ve arzu. Dökülen sadece kederli nefretlikler değildi elbet, bunların ürün gamı hep etkileşimde ve eytişimde.

Son olarak huyumdur, mitolojik referans vereyim istiyorum. Herkül'ü bitirmesi gereken 12 görevine ithafen bir Sert Abe Rener şarkısıyla huzurlarınızdan ayrılıyorum.

Herkül!! bir şey daha biter.
giderek acı vermez biten şeyler.

etyen.


istanbul
hosting